O Çapraz
Gün geçtikçe paranın içine hapsolmaya başlayan futbol endüstrisindeki belki de en güzel şeydir taraftarlık …
Gün geçtikçe paranın içine hapsolmaya başlayan futbol endüstrisindeki belki de en güzel şeydir taraftarlık. Bir takımı yeri gelir anne baban gibi, yeri gelir sevgilin gibi seversin. Kalbindeki sevgiyi bazen TV karşısında maçı izlerken, bazen tribündeki yerini aldığında, bazen de gol sesi duyduğunda en yoğun şekilde hissedersin.
Bu yoğunluğun, bu sevginin bir yerde en üst seviyeye ulaştığı yer vardır ki onun adı da deplasmandır. Deplasman, taraftarlığın en güzel duygusudur. Bazen bir formanın altında, bazen bir atkının altında; mutluluğun, sevginin, renklere olan aşkın bir bütün olarak yaşandığı tek yerdir deplasman. Yeri gelir bir tas çorbada, yeri gelir bir otobüs dolusu insanın paylaştığı bir meyvede hissedersin bunu. Bir sürü kişiyle aynı amaç uğruna bir bütün olmaktır deplasman taraftarlığı.
Gidişteki otobüsteki tezahüratlar, deplasman tribünündeki haykırışlar, o çapraz tribündeki birliktelik… Hele bir de takımının futbolcusu gol atınca sana koşmuyor mu? İşte bu duygudur deplasman taraftarlığı.
Belki maça gidemedim ama o çaprazda neler yaşandı, ne mutlu dönüldü… 20 sene sonra bile çocuklarınıza anlatılacak ne anılar oluştu ve bunların hepsinin altında Antalyaspor sevgisi olduğunu hissetmek bile bana yetti.
Gerek Anıtkabir ziyareti, gerek tribünler, gerek galibiyet, gerek son dakikada gelen galibiyet golünün sevinçleri, gerek Rıza Çalımbay, gerek Eto’o… Herkese teşekkürler! Kıskanmadığımı da söylersem yalan söylemiş olurum.
Nice böyle amacın “Sadece Antalyaspor” olduğu deplasmanlara…