Nazar Boncuğu
Fahrettin Kayan yazdı…
Son haftalardaki performansıyla Avrupa’ya göz kırpan Antalyaspor’umuz bu hafta bir türlü tam olarak oyuna giremediği maçta Kayserispor’a takıldı. Enteresan bir benzerlikle ligin ilk yarısında da Kayseri deplasmanında maça bir türlü girememiş ve kapanan rakibi açmayı başaramamıştık.
Haftalardır uçan, kaçan Antalyaspor’un bu hafta farkı neydi;
- En önemli fark dersine müthiş çalışmış bir Kayseri,
- Kapanan ve çözemediğimiz rakip için alternatif oyun üretmememiz,
- Hakan’ın erken sakatlanması
- Fernando’nun belki de cezalı duruma düşmemek için oyuna hiç girmemesi ve çok çekingen kalması,
- Maçın bazı dakikalarında sakinlikten uzaklaşarak çok dağınık bir oyun oynamamız,
- Haftalardır iyi oyuna alışan tribünlerin oyuna bir türlü giremeyen takıma karşı sabırsızlığı ve gerginliği
- İlk 11 yazılırken Veysel tercihinin yapılmaması ve sonrasında yaşanan yabancı sayısındaki sıkıntı
- Değişiklik tercihleri ve zamanlamaları…
Son 6 haftadır kazanan Antalya’mız, yedide yedi yapamayarak rekorunu kaçırdığı haftada ufak tefek de olsa birçok eksik ya da yapamadığımız konuya değinebiliriz ama son haftalardaki oyunumuzdan uzak bir görüntü çizmemizin en büyük nedeni bence bahsettiğimiz bu noktalardı.
Bu kadar eksiğin arasındaki en ana faktör sakinliğimizi koruyamamak oldu. Rakibi açamadıkça ve oyuna giremedikçe saha içindeki dağılma sonrasında bu durum tribüne de yansıdı. Hatta Poli’nin ıslıklanmasına kadar gelen tepkide Nuri Şahin’in tribünle yine diyaloga girmesi iki taraf içinde hoş durmuyor.
Sahada oynayan ve özellikle bu maçta yerine alternatif yokken bir oyuncunun ıslıklanmasına sonuna kadar karşıyım. Hele de daha maçın skoru 1-1 ve maçın bitmesine daha çok varken bir oyuncuya yapılan tepki bütün takımı etkiliyor. Nitekim haftalardır oyun olarak hepimizi mutlu eden bir takıma karşı tek bir maçta oyuncuya tepki göstermek hiç mantıklı değil, bir iki hafta üst üste kötü oynayan bir oyuncu olsa yine bir nebze anlayacağım ama tek maçta bu duruma gelmek çok yanlış.
Futbolda sonsuza kadar kazanmak imkansız elbette kötü oynadığımız ya da ne kadar iyi oynarsak oynayalım bazen kazanamadığımız maçlar olacaktır. Önemli olan sakin olmak ve sonraki maça kendimizi toparlayıp daha iyi olabilmek.
Ligin ilk yarısında Kayseri maçında yine problem yaşamıştık ama bir hafta sonra Trabzon maçında sergilediğimiz muhteşem oyun ile haftaya damga vurmuştuk. Yine aynı şeyi yapabilmek sadece bizim elimizde… Bu hafta sosyal medyada da söylediğimiz gibi bu takımın bu şehrin söyleyecek daha çok sözü var.
Takım oyuna tam giremese de yine Adriano’nun maçı hiç bırakmaması, dakika 85’te bile orta saha çökmüş geri dönemiyorken 40 metre attığı deparla stopere kadar gelmesi yaşadığı aidiyet ve mücadelesiyle muhteşemdi.
Son haftaların öne çıkan oyuncusu Haji Wright yine şapkadan tavşan çıkardı. Vurduğu muazzam şut ile dağılmaya başlayan takımı toparlayıp oyunda tuttu. Topu aldığında kendine o kadar inanmaya başladı ki müsait olmasına rağmen topu güçlü olan sağ ayağına çekmeden sol ayakla çıkardı muhteşem gole ancak şapka çıkarılır.
Son olarak bu hafta bizi mutlu eden ve tebrikleri sonuna kadar hak eden Kepezspor 11 yıl aradan sonra 3. Lig’e yükseldi. Final müsabakasında hafta içi olmasına rağmen Karaman’a giderek takımı bırakmayan bütün Antalya sevdalıları alkışın büyüğünü hak ediyor.
Bütün sezon emek veren ve bizlere bu mutluluğu yaşatan takımda başta Hakan Tütüncü Başkanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Bu şehir bir cennet ve futbol tutkunları her ligde mücadele eden ve başarıya koşan takımlara sahip olmayı ve izlemeyi sonuna kadar hak ediyor. Kepez, Serik, Korkuteli gibi bütün takımlarımız için önümüzdeki sezonlarda da bu başarının katlanarak büyümesi dileğiyle…