Laf Ola Beri Gele
Levent Sağlam yazdı…
Ersun Hoca her maç olduğu gibi yine dün maç sonunda “Tecrübe kazandık, gelişmekte olan takımız” gibi söylemlerle adeta La Fontaine’den masallara devam etti. Artık bizim bu ninnilere ihtiyacımız yok. Laf ola beri gele.
Ersun Yanal, basın toplantısında sorulan bir soru üzerine taraftar ve yönetim bağlamında da yorumda bulundu. Hocanın yorumunu nasıl algılarsanız algılayın ancak bana topu karşıya atmak gibi geldi. Mağlubiyetin sorumluluğunu üzerine alan Ersun Hoca aynı zamanda da takımına sahip çıktı. Ben bu olayı daha önce yaşamıştım. Ne zaman bir hoca bu tür söylemler içine girse, bir bakmışsınız yolun sonu ayrılık olmuş. Ama bu sürecin nasıl çözüleceğini nasıl idare edileceğini bekleyip göreceğiz.
Mağlubiyetin sorumluluğunu üzerine almak bazı şeyleri çözmez. Bu mağlubiyetten ne yönetim ne taraftar ne camia sorumludur. Tek sorumlu sensin, Ersun Hocam. Rakibinin hocası maç sonu açıklamasında “Ben böyle bir kaos yaşamadım” diyorsa, dörtlü defansı ve kalecisi daha önce birlikte hiç oynamadıysa, akabinde sağ bekinde oyun içinde iki defa değişiklik yapılıyorsa, orta sahasından stopere adam kaydırıp hamle yapmak zorunda kalıyorsa, 2-0 öndeyken oyunu tutamayıp 3-2 mağlup oluyorsan, tabii ki sorumluluk sende olacak hocam. Kimde olacak?
Dün akşam atılan goller önemli ama yediğimiz goller çok enteresandı. Gökdeniz’i oyundan alıp oyunun ikinci yarısına Doğukan ile başlamak hataydı. Bu bölgede Gökdeniz gayet iyiydi. Rakibin birinci golünde Beşiktaş’ın sağ tarafından atılan uzun ve ters topta, Antalyaspor’da kademeye girmeyen oyuncu Doğukan’dı. İkinci gol ise uzun süredir beklediğim bir hatadan oluştu. Geçen sezondan itibaren Ersun Yanal’ın geriden oyun kurmak adına kendi 18’i içinde kaleciyi de oyuna dahil etme isteği, dün gece 2. golün oluşmasına sebep oldu. Bana göre sahanın en iyisi olan Fredy, baskıyı görünce kalecisine döndü. Kısa düşen top kalemizde gol oldu. Aslında sezon öncesi Konyaspor ile oynanan hazırlık maçında da aynı senaryoyu yaşamıştık. Üçüncü golde ise 4 oyuncunun Beşiktaşlı futbolcuya o şutu çektirmesi tamamen savunma zafiyetini gösterir.
Ersun Yanal’ın oyuncu değişiklikleri de tamamen fiyaskoydu. Maç 2-2 berabereyken Crivelli giriyor, Fredy çıkıyor. Belli ki golü düşünüyoruz. Crivelli’ye kim taşıyacak topu, Doğukan mı? 76. dakikada rakip öne geçmiş. 83. dakikada Nuri çıkıyor, Ufuk giriyor. Hayırdır hocam, galip miyiz? Nuri ve Ufuk aynı kalitede mi? Bu dakikaya kadar Amilton neden yedek bekledi? 86. dakikada Poli çıkıyor, Hakan giriyor. Bu dakikadan neden böyle bir oyuncu değişikliği yapılır? Madem Hakan bu kadar iyi ve oyunun kaderini değiştirebilecek bir oyuncu, Hakan’ı oyuna daha önce alman gerekmiyor muydu? Hakan Özmert haftalardır neden oyunun sonlarına doğru mutlaka girmek zorunda?
15 maçta yalnızca 2 galibiyeti olan Ersun Yanal’ın sorumluluğu üzerine aldığı karşılaşmada yaptıkları bunlardı. Durumdan vazife çıkarmaya gerek yok. Gereğini yap.