Konyalı Eto’o

Real Madrid, Real Mallorca, Barcelona, Inter, Anzhi Makhachkala, Chelsea, Sampdoria, Everton’da forma giydi. Attığı gollerle oynadığı takımlara birçok kupa ve şampiyonluk kazandırdı.

Sıradaki durak Antalyaspor’du. Attığı gollerden çok sahadaki hırsıyla, takımı sahiplenmesiyle, taraftarla olan olumlu iletişimiyle gönüllerde taht kurdu. Herkese nasip olmayacak Antalyalılık kendisine layık görüldü. Hatta şehre heykelinin dikilmesini teklif edenler vardı. Her transfer döneminde sözleşme yenilemek için kulübe “gideceğim” diye gözdağı vermesine rağmen sahadaki profesyonelliği ile takıma katkısını sürdü.

Samuel Eto’o işte buydu.

Sahasında konuk ettiği Antalyaspor taraftarını her zaman küfürlü tezahüratlar ile karşıladılar. 10 Kasım vakasını yaşattılar. Sahamıza geldiklerinde tribündeki kadınlarımıza tacizde bulundular. Şehirlerine gittiğimizde stada sokmamak için ellerinden geleni yaptılar. Bütün stat ayağa dendiğinde “ayağa kalkmayan Konyalı olsun” tezahüratının kaynağını kendileri oluşturdular.

Konyaspor’du bu takım.

Biri Antalyaspor tarihine adını yazdırmış bir futbolcu, diğeri Antalyaspor’u düşman bellemiş bir camia… Bu iki ismin transfer döneminde birleşmesi hem şok etkisi yarattı hem de üzdü. İnsan içinden “Eto’o bari bunu yapmasaydı” dedi. Ama Kamerunlu bunu kendi istedi.

Antalyalı Eto’o tarihe karıştı.

Konyalı Eto’o’ya futbol hayatında başarılar… Dilemek isterdim ama içimden gelmiyor. Tencere-kapak size iyi yuvarlanmalar.