Kime, Neye Sinirlenelim?
Engin Erdem yazdı…
Hepimiz hemen olsun bitsin, Konyaspor’u yenelim, üç puan alalım, ezelim diyoruz. Fakat yeşil sahanın üzerine çıktığınız an işler değişiyor. Süper Lig’de ligin kalitesi çok yüksek olmasa da her takım iyi çalışıyor. Her takımın iyi kötü bir sistemi, bir oyun düzeni var. Dört beş yeni transfere kimse üç puan hediye etmiyor kısacası.
Alınan bir puan ve oyun değerlendirildiği zaman Antalyaspor için iyi sonuç diyebiliriz. Topla daha fazla oynayan, daha çok pozisyona giren taraf Konyaspor olarak göze çarptı. Denizli maçındaki gibi hızlı hücum ve defans arkasına toplarla etkili olmaya çalışıldıysa da bu kez başarılı olamadı Antalyaspor. İkinci yarıdaki kopuk oyun ise teknik direktör Tamer Tuna’yı beraberlik düşüncesine itti. Yenilmeden bitirerek kötü sonucun yıprandırıcı etkisini yok etmek istedi ve bir puan iyidir düşüncesiyle hareket etti.
Her kötü skorda teknik direktör gitsin söylemleri çıkıyor. Bir ton eleştiriyoruz ya, neden istikrardan yana olduğumu sizlere açıklayayım:
Kornerler… Antalyaspor maç boyu on iki korner kullandı. Müthiş bir rakam bu seviye için. Çoğu sağ taraftan… Bırakın tehlikeyi, kaç kornerde bizim oyuncumuz topa vurdu? Koskoca bir sıfır… Hücum yönünün sağ tarafından kullanılan kornerleri sol ayaklı oyuncunun atması daha elverişlidir. Sağ ayaklı Fredy ve Yekta kullandı. Ortalar saçma sapan yerlere gitti. Teknik ekipten bir kişi çıkıp da sol ayaklı Sinan Gümüş ya da başkası kullansın demedi.
İşte bu neyi gösterir; oyuna,oyuncuya ve takıma hakimiyeti. Bu da istikrar ve güvenle olur. Sezonun üçüncü teknik direktörü Antalyaspor için. Sonuç gelmedi. Üzüldük. Mutsuz olduk. Şimdi biz bir aylık teknik direktöre mi kızalım? Oyunculara mı? Yönetime mi? Yoksa kendimize mi?