Huzur mu Kaos mu

Gençlerbirliği maçına kadar düştük mü kaldık mı diye hesaplar içinde boğuşurken deplasmanda alınan galibiyet yüreğimize su serpti. Sevincimiz henüz tazeyken yönetimden sebepsiz yere gelen açıklama sevincimizi kursağımızda bıraktı. O süreçten beri başlayan huzursuzluk geçmiş değil. Alanyaspor deplasmanında taraftarın yanına gidip tartışmak, Hamza Hamzaoğlu ile yolların ayrılması, yabancı oyuncuların büyük bölümünün takımdan gönderilmesi, seneye daha düşük boyutlu bir bütçeyle mücadele edileceğinin açıklanıp adeta şimdiden ligde düşmenin en büyük adayı haline gelmek derken görülüyor ki huzursuzluk geçmeyecek.

Bir yönetim kendi taraftarını daha ne kadar dışlamaya çalışabilir ki? Onlardan daha ne kadar kaçmaya çalışabilir ki? Böyle gittiği sürece yeni sezonda da saha dışına odaklanacağız. Takımın sahada aldığı sonuçların önüne geçecek gelişmeler yaşamaya devam edeceğiz. Eminim ki yönetenler de bu durumdan huzursuzdur. Hem kendilerinin huzur bulması hem de taraftarın ve camianın yeni bir nefes alması için yönetimin ve başında bulunan kişinin görevi bırakması herkesin faydasına alacaktır. Yoksa bu kaos, zirveden katlanarak çığ haline dönüşen kar topu haline gelecektir. Giderek içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.

Antalyaspor camiası en kısa sürede seçimini yapıp ona göre yeni sezona hazırlanmalıdır. Bakalım neyi seçeceğiz: Huzur mu, kaos mu?