Herkes Şapkayı Önüne Koysun

Bu sezonu da ligde kalmanın vasat sevinci ile tamamladık. Geçen sene yaşadığımız seri galibiyetler ve güzel oyunun üstüne bu sene içerideki Trabzonspor, Fatih Karagümrük, Alanyaspor ve Kayserispor maçları gibi oyun ve skor olarak iyi tatmin eden maçlar oldu. Ama sezonun sonunda herkes açısından bir hesap verme zamanı da geldi.

Hepimiz geçen seneki kadroya eklenecek 2-3 nokta isimle Avrupa hayali kurduk. Gaziantep deplasmanının devre arasına kadar her şey iyi de gidiyordu. Ne olduysa iyi oyun ve skorla soyunma odasına girip çıktıktan sonra oldu. O maçtan galibiyet alsak, o ivme bizi yukarı itecekti. Ama ikinci yarıda yenilen 4 golle alınan 5-2’lik mağlubiyetin arkasından gelen altı maçtaki 5 mağlubiyet, takımı panik transferine yöneltti. Altı senedir kaleyi teslim ettiğimiz Boffin’e karşı alınan anlamsız tavır, kaleye konan malum şahsın yediği hatalı goller, son gün alınan Luyindama’nın altı üstü 5 maç oynatılıp hataya sebep oldu diye tamamen kesilmesi, devre arası gelen iki oyuncuyu sadece resimlerde görmemiz sezon boyu yapılan hataların devamıydı. Sakatlığı biline biline alınan Ömer ve sezon boyunca çözemediğimiz Nakajima olayını saymıyorum bile.

Daha önce defalarca yazdığımı gene yazayım, çünkü hatırlamayınca balık hafızalı oluyoruz. Futbol ekonomisinin değiştiği ve genişlediği 2000’li yıllardan sonra Hasan Akıncıoğlu dönemi hariç gelen giden yönetimler benim için başarısızdır. Çok sevmeme rağmen Ali Şafak Öztürk yönetimi de buna dahil. Hasan Akıncıoğlu çok iyi maddi disiplin uyguladı. Tanıdığım bazı menajerler o dönem “Antalyaspor’a futbolcu vermeye gitmeyi istemiyorum. Başkan pazarlıkta inanılmaz sıkı” diyorlardı. Nitekim çok az bir borçla kulübü teslim etti. Ali Şafak Başkan iyi niyetliydi. Süreçte beklemediği şeyler olsa da yaptığı hataların günahını laf etmeden ödedi geçti. Kendinden sonra sıkıntı yaratmayacak mali tabloyu bıraktı.

Bugün geldiğimiz noktada 600 milyona dayanan borçtan bahsediliyor. Tamam, temmuzda euro 18.97 iken bugün itibari ile 25 TL. Bu da ciddi yük getiriyor olabilir. Zaten taraftar kaynaklı kombine bilet ve forma satışı getirisi sınırlı. Ama kulüp, isim, forma, stat gibi sponsor gelirleri derken nasıl oluyor da borç bu noktaya geliyor?

Haziranda mali raporlar oylanırken son sürat okunup eller nasılsa hızlıca iner kalkar. İçinizde belki bana kızanlar olacak ama yakın çevreme bu kafa ile gideceksek inşallah düşeriz, en azından aklı başında birileri gelir ve kulübün arınmasına belki vesile olur diyordum.

Diyecek çok şey var da satırlar yetmiyor. Yeni sezonun ilk başlama vuruşuna 60 gün kaldı. Sayılı gün çabuk geçer. Öncelikle başkan ve yönetim işi hızlıca çözülmeli, günü kurtarmalık hoca yerine hedefe ve mantığa uygun teknik heyete takım emanet edilmelidir. Sahada enerjisi ve oyunu ile taraftarı takıma yeniden bağlayacak kadro yapılanması yapılmalı.

Bugüne kadar düşüncem seneye Nuri Şahin ile devam edilmesi idi. Bugüne kadar hep onu savundum. Ama kulüp sevgim, şahıs sevgimden ileride. Nuri Hoca ile sezona başlamak, lastiğine çivi girmiş araba gibi yola çıkmak gibi olacaktır. Her şeye rağmen tribünlerden istifa sesi ile gitmeyi hak etmez. Kan değişikliği daha hayırlı olacak diye düşünüyorum.