Hayırlı Mağlubiyet

Geçen haftaki yazımda kağıt üzerinde kolay görünen ama 3 ihtimalli bir maç olacağından bahsetmiştim Akhisarspor maçıyla ilgili. Maalesef korktuğum başıma geldi.

Sahada geçmiş haftalardaki mücadelenin bir tık altı bir mücadele var Antalyaspor adına. Top kaptığımız anlarda hücuma hızlı çıkabilsek, rakibimiz karşısında bolca pozisyon üretebilirdik. Hızlı çıktığımız anlarda da Doukara’nın orta sahaya kadar gelip top alma çabası, rakip ceza sahası içini boş bıraktı ve yapılan ortalar rakibimiz tarafından kolayca savuşturuldu. Akhisarspor oyun anlayışı olarak 1 puana razı olarak sahaya çıktı ve 90 dakika boyunca da iki gol haricinde kalemizde çok fazla varlık gösteremediler.

1-1’i yakaladığımız andan sonraki baskıyı maçın 20-25 dakikalık dilimine yayabilseydik eğer, sahadan rahat bir galibiyetle ayrılabilirdik. Sonrasında orta sahamızın defansa yardımın gelmemesi ve rakibin hücum oyuncularının rahatça kalemizin önüne kadar gelip ,buldukları golle elimizdeki bir puandan da olduk. Oysa ki o bir puan psikolojik olarak oldukça değerliydi. Kaybetmeme psikolojisiyle lige devam etmek, futbolcularımızı maça daha bir özgüvenle başlatıyordu çünkü. Bülent Hoca da yaptığı basın toplantısında bundan bahsetti.

Bu mağlubiyetle karalar bağlamaya gerek yok. Ligde herkes herkesi devirebiliyor ve bu tip maçları ilerleyen haftalarda da yaşayacağız. Burada önemli olan bu mağlubiyetin Antalyaspor adına hayırlı bir mağlubiyet olup olmadığı. Futbolcu ve teknik ekip 15 günlük arada bunların değerlendirmesini yapacaklardır. Sonrasında oynayacağımız Erzurumspor ve Göztepe maçları, bu seneki hedefimizi belirlemek adına da kritik 2 maç olacak.

Ligin ilk devresindeki hedefim 25 puan. Bunun üzerine konulabilecek her puan benim açımdan başarı olacaktır.

Antalyaspor’u bir aile gibi gören ve her paylaşımlarında ve hareketlerinde bunu belli eden teknik kadro ve futbolculara güvenim tam. Bu seneyi tüm camia tek yumruk olarak güzel bir hikaye yazmış olarak geçirmek dileğiyle…