Güzel Oyun

Ligin en iyi futbol oynayan takımına karşı oynadık geçtiğimiz hafta sonu. Zaten halihazırda bu güzel futbolun karşılığında namağlup lider durumda Başakşehir takımı.

Açık konuşmalıyım ki, geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda da bunu belirtmiştim; mağlup olacağımızı düşünüyordum. Sezon başından beri futbol oynamamıştık. Sadece iki maçın yarım devresinde güzel oynamıştık. Bu yüzden Başakşehir deplasmanından mağlup döneceğimizi düşünüyordum.

Karşımızda makine gibi işleyen bir takım vardı. Ama Antalyaspor beni fena halde şaşırttı. Skor olarak değil, sahadaki oyun olarak gerçekten şaşırttı ve sevindirdi. İşte sahada görmek istediğimiz Antalyaspor bu! Rakibe önde basan, alan daraltan, topun olduğu noktanın 20 metrekare çevresinde en az üç oyuncusu olan bir Antalyaspor sahadaydı. Durum böyle olunca da Başakşehir savunma oyuncuları yeterli desteği veremedi ofans bölgesine ve fazla üzerimize gelemediler. Zira biliyorlardı ki Antalyaspor’un ceza kesecek oyuncuları pusuda avını bekleyen kurtlar gibi bekliyorlardı.

İlk sinyali Deniz Kadah verdi zaten. Direkten dönen top gol olmadı maalesef. Sonrasında Zeki’nin füzesi direkten döndü. Gerçekten çok iyi oynadık. Eto’o bu stadyumu seviyor. Yine boş geçmedi. Hele ilk golde Allah ne verdiyse vurdu yine. Geçen yıl ilk maçta da yine Allah ne verdiyse vurmuştu aynı kaleye.

Kaleci Ferhat inanılmaz bir hata yaptı. Bence biraz kredisi olmalı. Sonrasında da iki net pozisyonu çıkardı, şimdi yiğidi öldürelim hakkını verelim. Haftalardır aldığımız galibiyetlerde hakkı çok vardır Ferhat’ın. Hepimiz çok kızdık,çok üzüldük. Bir pozisyon ile asıp kesmeyelim derim Ferhat’ı. Ve eminim ki kimse Ferhat’ın kendisi kadar üzülmemiştir o duruma. Zaten golden sonraki dakikalarda da kendisinin yüz ifadesinden anlaşılıyordu bu durum. Yalnız şunu da söylemeden geçmeyelim ki ligin açık ara en iyi futbolunu oynayan lider takımına karşı bu kadar basit hata da yapılmaz. Bundan Ferhat gibi tecrübeli bir kalecisinin ders alması gerekiyor.

Dediğim gibi Başakşehir ligin en iyi futbol oynayan takımıydı ama biz onları oynatmadık. Sahada tam bir taktik savaşı vardı. Abdullah Avcı ve Rıza Hoca resmen savaştılar. Rıza Hoca yılların deneyimi ile bence kazandı bu savaşı. Rakibini çok iyi analiz etmiş gerçekten. Abdullah Hoca da gerekli müdahaleleri yaptı ama hemen karşı hamleler de geldi. Oynatmadık. Aslına bakarsanız bizim amacımız önce oynatmamak, sonra da bizim istediğimiz oyunu kabul ettirmekti. Bazı zamanlarda bizim oyunumuz oynandı, bizim istediğimiz oldu. Lakin o talihsiz golü yemeseydik bugün namağlup takımı hem de deplasmanda yenmiş olarak yazı yazıyor olacaktık.

Farkına vardınız mı bilmiyorum ama takım kazandıkça oyun oynamaya başladı. Oyuncularımızın kendilerine olan güvenleri geri gelmeye başladı. İlk sekiz haftada takım arkadaşından top almaya yanaşmayan, rakip oyuncunun arkasına saklanan, sorumluluk almaktan kaçan oyuncular gitti ve yerine kendileri geldi. Artık kazanamama baskısı gitti diyebiliriz. Bu bizim için çok iyi oldu işte.

Önümüzde Fenerbahçe maçı var. Hakemlere çok dikkat etmek gerekiyor. Ligde Fenerbahçe şampiyonluk yarışından uzakta kaldı. Onlar için çok ama çok önemli bir maç. Bu ligde maalesef yayıncı kuruluş ne isterse o oluyor. Zira inanılmaz bir para veriyorlar. Bu parayı da decoder satarak telafi etmek peşindeler. Decoder satışı da şampiyonluk yarışının kızışmasına bağlı olduğu için bu maçta hakeme çok dikkat edilmesi gerekiyor. Buradan bugün yazıyorum ve bunu da adım gibi biliyorum; Fenerbahçe maçını hakem hataları ile kaybedeceğiz. Zaman umarım beni haksız çıkarır, hakem çıkar delikanlı gibi maçını yönetir, sonuç ne olursa olsun buradan yine özür dilerim ama yıllardır bu filmi izliyorum ben. Zira bize Türkiye’de maalesef futbol diye bir yalan izlettiriyorlar. Tekrar yazıyorum ve iddia ediyorum, Fenerbahçe maçını hakem hataları ile kaybedeceğiz.

Gelelim tüm Türkiye’nin bahsettiği Antalyaspor taraftarına…

Git gel 24 saat yapar İstanbul deplasmanı. Kendimize ayrılan yeri ağzına kadar doldurduk. Tribünde çok da güzel bir destek vardı. Bir an olsun susmayan taraftarımız sayesinde Başakşehir’e korkuyu hissettirdik. Bu takım 8 hafta galibiyet alamamıştı. Kayseri deplasmanına hem de pazartesi günü de böyle bir çıkartma yapılmıştı ve galibiyet serisi başlamıştı. Kim ne derse desin içeride dışarıda bu takımı düştüğü yerden tutup ayağa kaldıran taraftardır.