Göztepe’den Sonra Denizli’den Önce
Levent Sağlam yazdı…
Göztepe maçından sonra yakın arkadaşlarla konuştuk. Bu sonucun normal olduğunu, zira deplasmanda geçen sezonun Başakşehir ile birlikte en çok puan toplayan takımının Antalyaspor olduğunu, benim için içerideki Denizli maçında takımımızı değerlendirmenin daha önemli olduğunu söyledim. Buna maç günü de dahil.
Geçen sezon iç sahada Bursa’ya Akhisar’a yenilen biz, Konya ve Rize maçlarını çeviren de yine biz…
Deplasmanda Göztepe’ye karşı dörtlü savunmanın önünde 2 ön libero ile oynadık, iyi savunma yaptık. Ev sahibi de çıkmak, bizi açmak zorunda kalınca tabir-i caizse araya 1 tane sıkıştırdık. Peki kiminle? Stoper Diego ile.
Dünkü Denizlispor maçında ise roller değişti. Bu sefer Göztepe maçında Charles ile yan yana oynayan Ufuk öne çıktı ve Denizli’yi açmak için düzen değişti; 4-1-4-1 oldu.
Denizlispor ilk üç dakika al-ver yaptı sırf bizim gelmemiz için.
Biz saldırdık, Denizli araya bir tane sıkıştırdı. Biz yüklendikçe Denizlispor ikiyi de attı.
Kısacası olay bu. Fakat gelelim detaylara…
Antalyaspor 0 – Denizlispor 1, ilk yarı.
İkinci yarı Aatıf kenarda. Diyoruz ki “Serdar veya Ufuk çıkacak, mevkilerde değişiklik olacak.” Bir bakıyoruz Hakan yok. Saha içinde en çok al-ver yapan, oyuna en çok katkı koyan Hakan yok.
Daha sonra Dala geliyor, Diyoruz ki “Çift forvete dönecek, çünkü mağlubuz.” Çıkan Mukairu.
Sonrasında ise ikinci gol…
Esas önemlisi de şu;
Defansı toplayan, gol atan, duran top kullanan Diego varken nasıl oldu da sahada tel tel dökülen, hatta iki defa topa basıp düşen Aatıf’a penaltıyı kullansın diye topu nasıl verdin?
Bir çift sözüm de santraforlara…
Anadolu kulübünde bir santrafor sezonda 15-16 gol atar Diarra ve Doukara gibi. Bir santraforun fiziği, aklı, tek vuruşları iyi olmalıdır. Ota sahaya kadar gelip baskı yapmalı, şut atmalı. Ceza sahası içinde beklemekle olmaz.