Gelenek Bozulmadı
Ahmet Çolak yazdı…
Süper Lig’de bazı takımların futbol şansı birbirlerine tutmazlar. Yıllardan bu yana takımımıza karşı ezici üstünlüğü olan Başakşehir takımı yine geleneği bozmadan çok rahat maç kazanarak mutlu şekilde evine döndü.
Maçtan önce rakip takım başkanı ve teknik heyeti tarafından “Oynamadan bir puana razı mısınız, Antalya’ya hiç gelmeyelim” şeklinde teklif yapılsa gözlerim kapalı hemen kabul ederdim. Hani bir tabir vardır, sabaha kadar oynansa rakibin kazanacağı bir maçı geride bıraktık.
Birbirinin kopyası iki gol yenen maçta, önce Veysel’in yanlış pas tercihi ve ardından ofsaytı bozup geç hamlesi, ikinci golde Naldo’nun önce topa gitmeye niyetlenip sonra tereddüt etmesi ve araya atılan iki topta rakip oyuncunun kaleci Boffin’in erken yere yatıp yanlış pozisyon aldığını görerek kolay çalım ile meşin yuvarlağı boş kaleye göndermesi hiç de zor olmadı. Böyle golleri antrenmanda yersen en az on beş tur ceza koşusu yaptırırlar.
Bu tür maçlarda puan cetvelinde senin rakibin durumunda olan takımlara karşı oyun üstünlüğü sürekli sende olacak ki maçı ne kadar istediğini karşı tarafa kabul ettirebilesin. Bunu başarabilmek için hızlı oyun anlayışı, bloklar arasındaki mesafeyi kısa tutup geçiş oyunlarını düzenli yapabilmek, oyunda farklılık yaratacak futbolcu kalitesine sahip olmak ve duran top organizasyonlarını çok fazla kullanmamız gerekmekte. Antalyaspor maalesef bunların hiçbirini yapamıyor. Bu yazdıklarımızı Jose Morais döneminde özellikle iç sahada çok iyi yapıyorduk. Son birkaç sezondur galip geldiğimiz maçlarda bile maalesef oyun hakimiyetini ve inisiyatifi hep rakiplerde oldu. Tabii ki bunun başlıca sebepleri yanlış transfer hamleleri, sezon başı yapılanması, yönetilen bir Antalyaspor takımının olması ve Antalyaspor’un kötü idare edilmesinden kaynaklanıyor. Daha önce gündeme gelen ve hepimizin bildiği bağırsakların temizlenmesi söyleminin artık kulübün bütün dinamikleri ile yerine getirilme zamanı geldi. Vakıf, dernek ve anonim şirket tamamıyla yenilenmeli ve başkanlarının derhal istifa edip yeniden seçime gitmeleri gerekmektedir. Artık bu 3 ayağın sacı tamamlayamadıkları aşikar. Son yıllardaki başarısızlıklar, borçların çığ gibi büyümesi, yanlış transferler, teknik adam seçimindeki hatalar, dernek için üye kayıtları ve bunlar gibi onlarca sebepleri yazabiliriz. Sezon başı hedefi ilk beş olarak koyanlar şu durumda ne diyecekler merak ediyorum. Gerçi bugüne kadar çıkıp camiaya tatmin edecek açıklama yapmayanlardan ne bekleyebilirsiniz ki.
Artık bu takımın sezon içindeki amacı bir alt ligde oynamamak olacaktır. Oynanan 10 lig maçında alınan 9 puan, yani maç başı 0,9 ortalama bu takımı ligde tutma ihtimali imkansız gibi bir şey olacaktır. İstatistikler futbolun içinde her zaman olmuştur ve verilerin doğru orantılı şekilde gittiğini de görmüşüzdür. Bütün bu istatistikleri tersine çevirecek yönetici, idareci ve oyuncu grubu olmadığı için bunları kabul etmek zorunda kalacağız hissine kapılıyorum. İnşallah yanılan ben olurum fakat bu sezon film bitecek, perde kapanacak gibi geliyor.
Nuri Şahin’in ilk hocalık deneyiminde böyle bir takıma denk gelmesi şans mı yoksa şanssızlık mı kendisi karar verecek. Ersun Yanal’ın bıraktığı yerden mi devam edecek yoksa radikal kararlar alıp yeni baştan mı başlayacak, önümüzdeki maçlarda göreceğiz.