Formayı Çıkarın

Mahalle arasında bile topun sahibi olmadığı sürece top oynayamayacak hem beceriksiz hem de bencil bazı futbolcuların bizim armamızla sahaya çıktığını görmek beni kahrediyor …

Formayı Çıkarın
20 Aralık 2017 08:25

Bu haftaki Başakcity maçında tarihi bir fark yiyeceğimizi bekliyordum açıkçası. Devlet destekli, imkanı ve bütçesinin sınırı olmayan bir takıma karşı borçlandırılmış, kadrosunun önemli bir kısmı sakat, Başkanı, Sportif Direktörü, Teknik Direktörü olmayan bir takımın maçından zaten bu beklenirdi. Kulübün ismini Başakcity olarak telaffuz etmem de bu imkan farklılıklarından kaynaklanıyor. Fakat benim tarihi fark beklentim sadece bunlarla açıklanabilecek bir şey değil. Neticede iki takımın da sahaya aynı sayıda futbolcuyla çıktığını düşünmek gerekiyor. Fakat biz sahaya kulübün aşçısı, şoförü, bulaşıkçısı, bahçıvanıyla bile çıkmış olsaydık bu kadar rezalet bir oyunla karşılaşmazdık diye düşünüyorum. Hem bireysel hem de takım olarak hiçbir hedefi olmayan, “Bir pislik çıkmadan maç bitsin evimize gidelim” bile demeden, pisliğin çıkması da umrunda olmayan bir grup ruhsuz vardı sahada. Mahalle arasında bile topun sahibi olmadığı sürece top oynayamayacak hem beceriksiz hem de bencil bazı futbolcuların bizim armamızla sahaya çıktığını görmek beni kahrediyor. Orhangazi Belediyespor maçında oynadıkları oyunun bile üstüne çıkamayan bu oyuncuların büyük bir kısmı bir alt ligi hak ediyor diyeceğim ama o ligdeki gerçek futbolculara hakaretmiş gibi olacak diye düşünüyorum. Futbolculukla zerre alakası olmayan, türlü karaktersizliği bünyesinde toplamış bu şahıslardan hem kulübümüzün hem de Türk futbolunun bir an önce kurtulmasını umut ediyorum.

Kulübün başında bir başkan yok. Bunun sebebinin dışardan göründüğü kadar basit olmadığına inanmamla beraber bir kulübü tam da böyle bir zamanda, yapılmış olan yanlış transferlerin ama izinli ama keyfi oraya buraya gidebilmesine imkan tanıyan bu başsızlık durumunu kabul edemiyorum. Yönetimdeki bazı iş adamlarının elini taşın altına koyduğunu hepimiz görüyoruz fakat 19 kişilik yönetimde bu eğilimi yapanların 3-4 kişi olması beni gerçekten üzüyor. O koltuklara sırf eş-dost-arkadaş oldukları için gelenlerin acil olarak istifalarını sunmasını ve en kısa süre içerisinde seçimle yeni bir yönetim kurulu oluşturulmasını umuyorum. Fakat bu sefer Yönetim Kurulu toplantılarına katılmayacak, takımın maçlarına gelmeyecek, mahalle yanarken elinde cımbız aynada kendini seyredecek insanların bu kulüpten uzak durmasını istiyorum. Sırf zengin olduğu için bu büyük göreve getirilenlerin ne kendilerinin ne paralarının bu kulübe faydası olmadığı defalarca görüldü. Kaldı ki elini cebine atıp kulüp için harcama yapan yönetici sayısının birkaç kişide sınırlı kaldığını düşününce Antalyaspor Yöneticisi olmak için zengin olma şartının fikir ve beklentilerimizden bir an önce çıkması lazım. İşsiz, parasız bir insan bu kulübe fayda getirecek fikir, proje, moral sağlayabilecekse bütün bu zengin kısmından daha güzel bir tercih olacaktır.

Şu anda ne takımın ne de kulübün durumu hiç iç açıcı değil maalesef. Bir tek, 700 kilometre yolu bu ruhsuzların peşinden giden, Büyük Antalyaspor Taraftarı her şeyin en iyisini hak ediyor. Fakat sahada formayı çıkarıp, masada ise cüzdanını alıp gitmesi gerekenlerle bizi gerçekten çok zor günler bekliyor.

Her şeye rağmen…
#BizAntalyasporuz