Danke Schön Podolski
Hakan Aydın yazdı…
25. haftanın kapanış maçı olan Gençlerbirliği maçı, hem biz hem de rakip takım için önemli bir hal almıştı. Çünkü hafta sonu alt sıradaki rakiplerimizden kimi berabere kalmış kimi de 3 puan almıştı. Kazan tekrar kaynamaya başlamıştı.
Karşılaşma her iki takımın da orta alanda birbirini kontrol etmesiyle başladı. İlk 15 dakikada top bizde görünse de Gençlerbirliği topu bize vererek, orta sahasını ve defansını kalabalık tutarak bizi kalesine yaklaştırmadı. Ani kaptıkları toplarla en büyük özellikleri olan kanatlardan hızla kalemize inip pozisyonlar bulup, kalemizde tehlike yaratmaya çalıştılar. Bunda da başarılı oldular. İlk yarının genelinde tehlikeli atak olacak pozisyonları Gençlerbirliği yakaladı. İlk yarı sonunda topla oynama istatistiklerinde %53’e %47 önde gibi gözüksek de kaleye çekilen şutlarda Gençlerbirliği’nin 8, Antalyaspor’un sadece 2 şutu vardı. Bu istatistik, bize Gençlerbirliği’nin bizi üzerine çekerek tuzağa düşürdüğünün bir göstergesiydi.
Maça başlarken çıktığımız 11’e göz attığımızda Fenerbahçe maçının 11’ini Tamer Tuna bozmamış, cezası biten Sinan’ı kenarda tutmuştu. İlk yarı boyunca sol kanat gibi oynayan Podolski içeriye kat edince, sanki Jahovic ile çift santrfor gibi oynadılar. Sol kanata da ister istemez Fredy kaydı. Poldi’nin içe kat etmesi, Jahovic’i bozdu. Bir tek Jahovic değil, ikinci bölge olan orta üçlünün de dengesini bozdu. Fredy’nin sol tarafa kayması ile ister istemez orta göbek çok zorlandı. Bu da zaten taktik olarak kaptığı toplarla ani kontra atağa çıkan Gençlerbirliği’nin ekmeğine yağ sürdü.
Aynı zamanda ilk yarıda atağa çıkarken paslardaki ilk tercihler Podolski olunca, Jahovic etkisiz bir görüntü sergiledi. Ayrıca elinde kanatları iyi kullanan, dikine giden, topu öne taşıyan Sinan Gümüş gibi bir oyuncun varsa yanında oturtmayacaksın.
Maçın ikinci yarısına N’Dinga’nın yerine Sinan ile başlamak, Tamer Tuna’nın artık tamamen golü düşünüp üç puan için sonuca gitmeyi düşündüğünün göstergesiydi. Ne var ki bu değişiklik orta sahamızı ikili orta sahaya döndürünce rakip için bulunmaz bir nimete dönüştürdü. N’Dinga gibi bir emniyet supabı olmayınca orta alanda kaptıkları toplarla 2. bölgeyi çabuk geçip kalemizde tehlikeler yarattılar ve 53. dakikada aradığı golü buldu rakip Gençlerbirliği. Golden sonra sanki karşılamada mağlup olan rakip takımmış gibi devamlı golü aradılar ve farkı açmaya çalıştılar. Biz ise ne yaptığımızı bilmeden kafası kesik horoz gibi bir o yana bir bu yana döndük durduk.
75. dakikada Amilton ile Blanco değişikliği ile tekrar üçlü orta sahaya dönüp solda Podolski, sağda Sinan ve ortada Jahovic ve Blanco ile rüzgarı tersine çevirip rakip kalede tehlike yaratmaya ve rakip kalede daha çok görünmeye başladık. Nitekim dakikalar 82’yi gösterdiğinde kazandığımız bir serbest vuruşta öyle herkesin kolay kolay vuramayacağı bir topta tam da ümitlerimiz bitmişken Alman Panzer harika bir vuruşla bizi maça ortak etti. Kalan dakikalarda öne geçmemiz an meselesi idi ama olmadı. Yine de alınan bir puan, ilerleyen haftalara umutla bakmamızı devam ettirdi.
Bu maçta takımın 6-7 haftalık periyottaki en etkisiz ve kötü oynamasının sebeplerinden birisi de bana göre hafta içi oynanan Türkiye Kupası maçıydı. Çünkü kupa maçında defans dörtlüsü değişik olsa da makinenin temel dişlileri olan Jahovic, Podolski ve Sinan mücadele etmişti. Bayağı efor sar etmişlerdi ve bu da bugünkü karşılaşmada kendini gösterdi.
Podolski, asli görevi olan futbolculuğunu yapmalı. Çünkü takım ateş hattından çıkmadı henüz. Konsantrasyonu bozulmamalı. Benim bildiğim kadarıyla futbolcu aldık. Podolski ile kültür ataşesi olarak sözleşme yapmadığımız kanaatindeyim. Ligde rahat konuma gelelim, ne yaparsa yapsın. Podolski köfteci, piyazcı, çaycı gezeceğine bence asli görevi olan futbolculuğunu yapmalı diye düşünüyorum.
Artık bu maçı bırakıp önümüzdeki Sivasspor maçına odaklanmamız lazım. Ben inanıyorum ki gününde olan futbolcu grubumuz, Sivas’ı rahat geçer. Çünkü rakip takım bir düşüş içerisinde. Bunu fırsata çevirecek çok tehlikeli bir oyuncu grubumuz var.
İç sahada taraftarımızla bütünleşen bu takım, 3 puanı cebine koyacaktır. Artık hafta içi demeden stadyumu doldurup takımımıza son dakikaya dek destek vermeliyiz.
Unutmayalım, “Karanlık çökmeden yıldızları göremezsin.“