Biraz Cesaret
Bu zamana kadar özellikle son yıllarda ligde kümede kalmak adına mücadele eden takımlara hep can simidi olmuşuzdur…
Süper Lig’in 28. haftasında evimizde almış olduğumuz Kasımpaşa galibiyeti ile ligin alt sıraları ile olan puan farkını arttırıp arayı açarak uzaklaşan, üst sıralara doğru yol alan takımımızın Cumartesi günü dost camia Akhisar karşısında deplasmanda alacak olduğu 3 puan hem kendi açımızdan ligin kalan haftalarında hedef yükselmesi adına önemli olacak hem de Akhisarspor’un ligde puan tablosunda kümede kalma adına vermiş olduğu mücadele adına belki de umutlarının tamamen sonlanmasına neden olacaktı.
Bu zamana kadar özellikle son yıllarda ligde kümede kalmak adına mücadele eden takımlara hep can simidi olmuşuzdur. Özellikle dost, kardeş camia olarak tanımladığımız bir çok takıma karşı ligde hep puan kayıpları yaşayıp sahadan mağlubiyetlerle ayrılmamız beni şahsen hep üzmüştür. Antalyaspor’un hazırlık karşılaşmasında bile takımın rakibi kim olursa olsun sahada işini ciddi bir şekilde yapmasını mücadele etmesini beklerim.
Nitekim bu beklentimin karşılığını Akhisar deplasmanında sahada gördüm.
Geçtiğimiz yıl bizim maç ile birlikte açılışı yapılan Akhisar Stadyumu’nun %5’lik misafir tribününü dolduran yüzlerce renktaşımızın maç öncesinden başlayarak müsabakanın sonuna kadar güneşin karşısında vermiş olduğu müthiş destek ile sahada ciddiyetle mücadele edip savaşan, özellikle ilk yarıda ortaya koyduğu iyi futbol ve Mevlüt Erdinç’in usta işi gollerle takımdaki önemli eksik oyunculara rağmen ilk yarıyı iki farklı önde kapatması, ben dahil herkesi eminim memnun etti.
Fakat müsabakanın ikinci devresinde rakibin baskısını da arttırması ve gol için yüklenmesi ile birlikte kapanan Antalyaspor’u ise kabullenmek bir türlü içime sinmiyor.
Yaşanılan bu baskıyı sezon başından bu yana bir çok kez gördük ve izledik. Daha geçen haftaki Kasımpaşa maçı halen hafızalarımızda.
Rakiplerin gol noktalarında başarısız ve şanssız olması neticesinde sadece mücadele ederek bu güne kadar hanemize bir çok puan kattık. Fakat bu baskıyı ve oyunu geride kabullendiğimiz zamanlarda, Boffin her zaman gününde olmayabiliyor.
Bunun örneklerini de ligde evimizde ve deplasmanlarda almış olduğumuz farklı mağlubiyetlerle de ne kadar doğru orantılı olduğu açıkça ortaya çıkıyor.
İki farklı skor üstünlüğünü yakalayan Bülent Hoca, bugüne kadar 3. golü hep kontra atak üzerinden düşünüyor. Halbuki maçı 0-0 eşitlikle varsayıp, pas yaparak rakip sahaya geçip pozisyon bulmak için çaba gösterip takımı cesaretlendirse, kendisi de strese telaşa girmeden 90 dakikayı rahatça tamamlayacaktır.
Futbolculuk geçmişi ile savunma anlamında derin bilgi birikim ve tecrübeye sahip olan Bülent Korkmaz bunu saha içinde takıma yansıtsa da, futbolun savunma yaparken yaşatmış olduğu stresin yerine hücum yaparken vermiş olduğu heyecana tercih etmesi gerektiğini bir taraftar olarak kendisine önermek hatırlatmak istiyorum.