Bir Karşılaşmadan Daha Fazlası
Levent Sağlam yazdı…
Aslında her şey, 22. dakikada başladı. Bu dakikada oyuna sol kanatta başlayan Serdar sakatlanınca yerine Orgill dahil oldu. Orgill’in oyuna girmesiyle santrfor oynayan Podolski sol kanada, Orgill ise santrfora geçti. Bundan önceki maçlarda oynadığı mevkide idare eden Podolski, bugün de idare ederken sol kanada geçince hem savunma yapmakta hem rakibi karşılamakta hem de kontra çıkışlarda Galatasaray’ın sağ beki Şener karşısında zorlandı. Zira bugün Antalyaspor’un sağ kanadında oyuna başlayan Amilton gibi fizik ve kondisyona sahip değildi. Aslında Orgill solda başlasa fizik gücü ile o bölgede daha yararlı olabilirdi. Zira Orgill’den gol beklemek hayal oldu. Bunu da dakika 79’da gözümüzün içine soka soka gösterdi. O dakikada daha net vurabilirdi.
Dakika 26’da sahneye daha önce Antalyaspor maçlarındaki orta hakem iken gerek yönetimi gerekse verdiği kararlarla, VAR hakemi iken uyardığı ve uyarmadığı pozisyonlarla ilgili eleştirilen Mete Kalkavan çıktı. Bir dakika içinde iki tartışmalı karar verdi. İlkinde Şener, Podolski’nin ayak bileğine bastı. Mete Kalkavan, faul düdüğü çaldığı bu pozisyonu kartsız geçti. Bu pozisyonda Şener sarı kartı görmeliydi. Hemen akabinde Podolski’nin hareketini faul olarak değerlendiren Mete Kalkavan, bu pozisyonu es geçmeyip Podolski’ye sarı kartını çıkardı. Bu dakikadan sonra oyunun genelinde takdir haklarını rakipten yana kullanan Mete Kalkavan, 49. dakikada Marcao’nun Amilton’un yüzene vurduğu dirseğe ne faul çaldı ne kart gösterdi. Aslında bu pozisyonda sporcunun yüzüne gelen temas, şiddetine göre sarı kart veya kırmızı kart olarak değerlendirilir. 59. dakikada ise ilk sarı kartından sonra sürekli hakeme itiraz eden, rakibi Şener’le adeta didişen Podolski, 2. sarı kartını görerek oyun dışı kaldı. Pozisyonda temas olsa dahi hakemin gösterdiği kart ağırdı. Ama buna zemin hazırlayan bir Podolski vardı. Bizim senin karakterine, beyefendiliğine bir sözümüz yok. Fakat hem dünya çapında bir yıldız hem bu takımın 2. kaptanı hem gençlerin örnek aldığı bir sporcusun. Oyun içinde daha fazla sorumluluk alman gerekirken, bu maçta yaptıkları sorumsuzcaydı.
Maçın sonunda ise Kudriashov’un gördüğü kartın nedeni itirazdan olsa gerek. Maç bitmiş; niye itiraz edilir, anlamak güç. Hakemin niyeti belliyken neyi çözmek için hakemin yanındasın?
Bugün yine kadro kurmakta zorlanan bir Ersun Hoca vardı. Oyunun 22. ve 45. dakikasında sakatlıktan dolayı zorunlu değişiklik yapan Ersun Yanal’ın üçüncü değişikliği, 80. dakikada Nuri oldu. Bunun yanında oyun içinde de oyuncuların mevkilerini değiştirerek oyuna başladı ve oyunu tamamladı. Rakip ise 5 oyuncu değişikliği yaptı. Bu durum bu maça özgü değil. Ben yakın zamanda Ersun Hocanın sağlıklı bir şekilde 5 oyuncu değişikliği yaptığını hatırlamıyorum. Hal böyleyken biraz daha dikkatli olmamız gerekir diye düşünüyorum.
Dedik ya, bir karşılaşmadan daha fazlası diye… Tabii bir de kiracı mıyız yoksa sahibi miyiz, tam olarak belli olmayan bir stat gerçeği var. Aslında bu şehrin ve Antalyaspor’un kendine has bir stadı olmadı. Hep kiracıydık. Yeni stat da da öyle. Burada kiracıyız. Duyumuma göre mevcut statlar içinde en yüksek kira bedeli ödeyen kulüp, Antalyaspor. 33.000 kişilik stadın aslında resmiyette kapasitesinin 28.000 civarında olduğu söylenirken, Antalyaspor’un 33.000 kapasite üzerinden kira ödediği de söylentiler arasında yer alıyor. Bu stat yapılırken söylenen, stadın Antalyaspor’un olduğuydu. Ama kiracıyız. Yapılan kira sözleşmesi nedir, ne değildir; net de değil. Üretilen elektriği satan başkası, tükettiği elektriğin bedelini ödeyen ise Antalyaspor.
Stat içerisindeki kontrolün tam anlamıyla Antalyaspor’da olmadığını dün akşam bir kez daha görmüş olduk. Kontrol derken yapılan listelere müdahale edilemediği söyleniyor. Hal böyle olunca, hem taraftar olarak hem de yönetim olarak zorluklar yaşadığımız bir gerçek. Artık bu stadın tamamen Antalyaspor’un mülküne geçmesi gerekir. Şehrin markası Antalyaspor’un yıllardır kiracı olması çok rencide edici.
Her maç sonu üzülüyoruz. Yeri geliyor kırılıyor, yeri geliyor istemeden de olsa kırıyoruz. Bunun nedeni de çok seviyor olmamız. Bunları Antalyaspor’un menfaatlerini korumak adına yaptığımızın herkesin tarafından bilinmesini isterim.