Bir İleri İki Geri

Ligin ilk devresini, yani 38 maçlık sezonun 19 maçını oynamış bulunuyoruz. Alınan 22 puan ve maç başı 1.15 puan ortalaması ile klasmanda yerimizi aldık. Bu puan ortalaması ile ligin sonunda nerede oluruz bilemem fakat çok da rahat bir ikinci devre bizi beklemiyor. Sezonun ikinci yarıları Türkiye Süper Ligi’nde enteresan geçiyor. Hiç hesapta olmayan puan veya puanları takımlar hanelerinde yazdırıyor. Tabii ki hatır gönül işlerini de unutmamak gerekiyor.

Bir önceki maç yazımda yazmıştım, 7 haftadır 3 puanı hanesinde göremeyen takıma can suyu olacağız mı diye sormuştum. Tabii ki futbolcu kardeşlerim beni yanıltmadılar. Şu anda bütün oynadığı rakipler için korkulu rüya olmaktan çıkan hatta puan veya puanlar alınabilecek en kolay takım olarak görünen Galatasaray takımını zorlayamadık bile. Yine geriden oyun kurma isteği, orta alanda çok pas hatası ve bireysel yetenekleri gösterme çabası bu skorun başlıca sebebi olmuştur.

Devrenin son maçında takımın hem mental hem de oyun zekası olarak iyice düştüğünü üzülerek izledik. Özellikle geçiş oyunlarını bir türlü beceremedik, bulduğumuz boş alanları da yanlış pas tercihleri ve hataları ile başlamadan bitirmiş olduk. Takım olarak Konyaspor maçının ikinci yarısından itibaren inanılmaz bir düşüş yaşıyoruz. Yabancı oyuncular muhtemelen Noel sendromu yaşıyor olabilirler. Haklı olarak inançları gereği bugünleri aileleri ile birlikte geçirmek ve bayramlarını kutlamak isteyeceklerdir fakat yaptıkları iş profesyonellik gerektirmekte ve hayatlarını bu yoldan kazandıklarını da unutmamaları gerekmektedir.

Maalesef yazmaktan kalemimizin mürekkebi ve dilimizin tüyü bitti. Bu sezon başı yapılanması ve transferlerini kim veya kimler yaptıysa Antalyaspor kulübüne en büyük kötülüğü yapmışlardır. Bu kadar gereksiz ve faydasız oyuncuyu bir araya toplamak ayrı bir yetenek olsa gerek! Mümkünse bu kişi veya kişileri bırakın yönetim kurulu toplantısına, kulüpten dahi içeriye sokmayın.

İnşallah kısa süre sonra başlayacak olan ara transfer döneminde aynı hataları yapmazsınız.