Bir Bahar Akşamı

Hakan Aydın yazdı…

Bir Bahar Akşamı
14 Temmuz 2020 09:55

Hani bir şarkı vardır, “Bir bahar akşamı rastladım size” diye başlayan… “Daha önceleri neredeydiniz” diye sonlanan şarkıya nazire yaparcasına Antalyaspor’un sahadaki durumu tam da böyleydi. Son 2 haftadır sakatlıklar ve cezalardan ötürü sahaya zorunlu çıkan 11, bize bu şarkı sözlerini hatırlattı.

Geçen haftaki Trabzonspor karşılaşmasından cezalı olan Mukairu yerine Bünyamin sağ kanata monte edilmiş, orta alanda yılların tecrübeli orta sahası Yekta ile başlamıştık. Düdükle birlikte yine rakip sahaya oyunu yıkmaya çalıştık. Zorunlu olarak genç ayaklar form giyince, takım orta sahada ve hücumda dinamik bir yapıya kavuştu. Çok koşan, alan daraltan, rakibe önde baskı yaparak Alanyaspor’un en büyük özelliklerinden olan geride oyun kurarak aniden topu kanatlara taşıyıp hızlı kanatları ile atağa çıkarak topu ileri ucu ile buluşturup gol ve goller bulmak üzerine kurulu oyun planını iyi etüt eden Tamer Tuna, genç ve koşan bir orta saha ve kanatlarla rakibe önde baskı yaparak Alanyaspor’u bozdu. Bunun neticesinde özellikle ilk yarı Alanyaspor ne top yapabildi ne de kazandığı topları ileri uca taşıyabildi.

90 dakikaya genel anlamda baktığımız zaman, Alanyaspor ilk defa bu kadar kısır bir maç çıkardı. Sezon boyunca Alanyaspor’un maçlarına baktığımızda hiç böyle kısır bir mücadele görülmemişti. bunda Tamer Tuna ve ekibinin payı büyüktü. Rakibi iyi analiz etmişlerdi.  Antalyaspor ise ilk yarı pozisyonları bulan, gol girişimi yapan, ceza sahasında topla çok fazla buluşan bir oyun planına sahipti. Nitekim 22. dakikada duran topta Jahovic’in akıl dolu vuruşu ile öne geçtik. Golden sonrada yine pozisyonları bulan taraf ve farkı artıramayan taraf Antalyaspor’du.

İlk yarının sonundaki istatistiklere bakıldığında topla oynama üstünlüğü %57’ye %43 Alanyaspor’da gibi görünse de atılan şutta 7’ye 3, kazanılan ikili mücadelede 51’e 49, rakip ceza sahasında topla buluşmada 8’e 3, köşe vuruşlarında 3’e 0 gibi Antalyaspor üstünlüğü vardı. Takım olarak ilk yarı boyunca çok koşan, mücadele eden, pozisyona girip gol bulan Antalyaspor oldu.

İkinci yarıya yine önde basan, rakibi bozan, oyun planını devam ettiren bir Antalyaspor vardı. Tamer Hocanın bu planı 65-70. dakikalara kadar işledi. Ne var ki bu dakikadan sonra Tamer Tuna’nın hesaba katmadığı bir durum vardı. Aşırı sıcak ve yüksek nemden ötürü yüksek tempoyla oynayan Antalyaspor oyundan düşmeye başladı. Bu dakikadan sonra Alanyaspor orta sahayı hızlı geçip kanatlardan tehlikeli şekilde gelmeye başladı ve pozisyonlar buldu.

Tamer Tuna’ya burada bir eleştirim olacak, bu sıcak hava ve nemde ne kadar genç olursanız olun, bu kadar yüksek tempoya kimse dayanamaz. İlk değişikliği 70. dakikada yaptı, o da zorunlu sakatlıktan ötürüydü. Gerçi üç değişikliği de oyuncular sakatlandığı için yaptı. Kulübe çok kısıtlı ama yine de erken değişikliğe gidebilir, sakatlığın önüne geçebilirdi.

Oyuna genel anlamda baktığımızda, taraftar olarak çok istediğimiz bir 3 puanı almanın mutluluğunu yaşattılar. Bir dondurma reklamı vardı “Kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi” diye, onun gibi oldu.

Bir de son üç haftaya baktığımızda Rize ve Alanya galibiyetleri, Trabzonspor beraberliğinde bu üç takımın ortak özelliği, bizden önce Galatasaray ile oynamaları ve Galatasaray’a karşı galip gelip ayaklarının terden kesilmesiydi. Fikstür ilk defa bize bu sezon avantaj sağladı.

Kudryashov gerçek mevkisi stoperde hiç sırıtmadan başarılı bir 90 dakika çıkardı.

Veysel tam bir görev adamıydı.

Nazım ve Bünyamin, makinenin en hızlı dişlileriydi.

Doğukan orta alanda ofansa yönelik oynadığında Süper Lig’de ses getirecek bir oyun oynuyor.

Takım genel anlamda iyiydi ama bir tek aslında lisanslı futbolcu olan Gustavo Blanco, gerçekte sahada hayalet gibiydi. Nasıl Aatıf bile bir kalemde silinip atıldıysa, Blanco’yu 21 kişilik kadroya bile almamak lazım. Onun yerine altyapıdan bir genç oynatılarak kazanılabilir. 

Artık 41 puana ulaştık. Önümüzde tamamen rahat ve stressiz iki hafta var.