Erken Yıkılan Umutlar

5 Haziran 2024 09:30

Ulaş Kalkan yazdı…

Sezon başını hatırlıyorum da; Haji Wright, Fernando, Gökdeniz, Fredy gibi Antalyaspor ile özdeşleşmiş oyuncularımızla yolların ayrıldığı zor bir yaz transfer dönemiyle başlamıştı. Ayrılıklar zor olmaya zordu fakat Haji Wright 9 milyon Euro, Fernando 1,5 milyon Euro, Gökdeniz 675 bin Euro, Fredy 300 bin Euro, Ghacha 250 bin Euro olmak üzere toplamda bu beş oyuncudan 11 milyon 725 bin Euro tutarında bir bonservis geliri elde edilmişti. Evet, özellikle Haji ve Fernando bizim için çok önemli, paha biçilemez oyunculardı fakat bu kendilerine biçilmiş olan paha da oldukça tatmin ediciydi.

İşini bilen, har vurup harman savurmayan, derdi bizler gibi sadece Antalyaspor olan, Antalyaspor’un geleceğini kendi reklamından daha önde görecek kişilerin elinde bu yaklaşık 12 milyon Euroluk bütçe bir Anka Kuşu doğururdu. Biz ise bu satışlardan 3-4 ay sonra 3 dönem transfer yasağıyla karşı karşıya kaldık. Nelerin olabileceğini fark edince, yaşananları kabullenmek çok daha zor geliyor.

Sezon başında, Sabri Gülel ve beraberindeki yönetim kurulu Sagiv Jehezkel (850 bin Euro), Zymer Bytyqi (500 bin Euro), Erdoğan Yeşilyurt (500 bin Euro), Ramzi Safouri (250 bin Euro) için toplamda 2 milyon 100 bin Euro gibi bir harcamayla beraber takıma bedelsiz dahil edilen oyuncularla birlikte ortalama üstü bir takım kurmayı başardılar. Özellikle kiralık olarak dahil edilen Adam Buksa (ki kendisi daha sonra tercih edilen teknik direktör olan Sergen Yalçın’ın “Antalyaspor bu adamı nasıl aldı yav” demesiyle Antalyaspor’a tepeden baktığını da görmemizi sağlayan oyuncudur) bu sezon attığı 16 gol ile sezon başı yapılan pastanın üzerindeki çilek olduğunu hepimize gösterdi diyebiliriz.

Gel gör ki büyük umutlarla başlanan bir sezon daha maalesef çöpe atıldı. Hem de çok çok erkenden çöpe atıldı. Sezonu çöpe atmak yeter mi? Yetmez, yetmedi. Antalyaspor’un olmayan parası da sırf birileri Sergen Yalçın’la fotoğraf çekinip sosyal medya hesaplarını süsleyebilsinler diye çöpe atıldı. Transfer yasağı gelmişken Antalyaspor tarihinin bir hoca için verilen en yüksek maaşını vermeyi hiç kimse bana olumlu bir şeymiş gibi sunamaz, anlatamaz. Çünkü öyle bir şey mümkün değil, mümkün olmadığını da sezonun bitmesine 8 hafta kala ilk 4 ile aramızda sadece 4 puan varken ligi 10. sırada bitirmemiz ve bunun bir “başarı” olduğuna ikna edilmeye çalışılıyor oluşumuzdan anlıyorum.

Arada sponsorlarıyla bir olup takımın en iyi oyuncusunu göz altına aldırıp sınır dışı ettirmek (ki bu oyuncu bize 850 bin Euro bonservis maliyetiyle katılmıştı), Fenerli-Galatasaraylı-Beşiktaşlı olmalarıyla gurur duyan insanları Antalyaspor AŞ yönetiminde bulundurmak, şahsi danışmanının kulüp adına açıklamalar yapıp sosyal medyada Antalyaspor taraftarına tepeden bakan bir tavırda olması gibi birçok icraati olan bu “yönetim”in henüz transfer yasağını kaldırmak yönünde hiçbir aksiyon almadan 2. kez hoca transfer edip, onunla fotoğraflar çekinip şahsi sosyal medya hesaplarında paylaşması bende şu intibayı oluşturdu artık: Bu arkadaşlar Antalyaspor yönetimi olmanın getirdiği itibar ve ayrıcalıkların hepsine koşar adım talip iken Antalyaspor’un zorda kaldığı her durumu yok sayarak devam ediyorlar gibi görünüyor. Bu da bu sezonun son yazısı olmasına rağmen beni önümüzdeki sezon hakkında da karamsarlığa itiyor.

Erken havlu atılan bir sezonu geride bıraktık. Kümede kalmayı başarı gören bir zihniyeti de geride bırakacağımızı ümit ederek hepimize yeni sezonun hayırlı olmasını temenni ediyorum.