İstikrarlı Antalyaspor
Ligi sekizinci sırada mı bitiriyorduk sanki biz? Eee seslenmen gari!
Efendim ne güzel gidiyor değil mi Antalyaspor? Ülkem gibi istikrarlı maşallah! Gezdik, dolaştık, onuncu sıradaki yerimizi aldık, şimdilik tabii. Yusuf Hoca ligi sekizinci sırada bitirmeyi umut ediyordu ya, birisi durumun daha kritik halde olduğunu bir zahmet hocamıza anlatıversin. Bizi hâlâ sekizinci sırada sanıyor olabilir. Maşallah takımımız maçları fondip yapar gibi geçiyor, olan bitenden haberleri yok!
Yusuf Hoca ile bu takım yürümüyor, bunu artık bariz görebiliyoruz. Ama bunun akabininde gönderemiyoruz. “Kulüp borç içinde, tazminat parası ne olacak?” sorusu konuşuluyor. Hocanın istifa etmesini bekleyeceğiz gari, ederse tabii. Etmezse de böyle devam Antalyaspor’um, nereye kadar inebilirsek artık!
Hadi hocanın durumu belli, istikrarlı bir takım oluşturamıyor. Tam oldu diyoruz, bir sonraki maçta niye böyle seçimler yaptı, biz tansferleri otursunlar diye mi yaptık diyerek tekrar başa dönüyoruz. Olmuyor hoca olmuyor, gitmelisin! Gitmen gerek, hem kendin hem takım için; sen bilirsin Yusuf Hoca.
Hocaya yükleniyoruz ama futblcularımızın hiç mi suçu yok sorusu da geliyor akıllara. Öncelikle şu var: yönetimin tabii ki sorumluluğu söz konusu, bu inkar edilemez. Fakat takımın bu halde olmasının ağırlıklı sorumluları başta hoca, daha sonra da futbolcularımız! İnsanda birazcık ruh olur, ruh! Takımı sahiplenme sıfır, oyun kurgusunda hareket etme sıfır, birlikte hareket etme sıfır, strateji sıfır. E daha ne olsun ki? İyi oyuncularımız var ama istekleri yerinde olacaklar da oynayacaklar.
Samuel Eto’o kesinlikle şu yazdıklarımın dışında kalan tek insan. Beşiktaş maçının bitimine yakın ekrana yansıyan üzüntüsü anlatılmaz, ancak görülebilirdi. Antalyaspor’u canı gönülden sahiplendiği belli adamın. Hep bizimle kal Eto’o, senin gibilere ihtiyaç var.
Bütün yük Eto’o üzerinde. Birileri artık bu yükü hafifletmeli. Her defasında Eto’o gol atsın diye oturup beklemeyelim. Artık futbolcularımıza ruh mu satın alınır, iyi bir nutuk mu çekilir, hoca mı değiştirilir bilmiyorum ama yönetim bu konuda devreye girse hiç fena olmayacak gibi duruyor. Şöyle Ankaragücü Yönetim Kurulu Başkanı gibi futbolculara iki tokat mı patlatsak ne yapsak diye düşünmüyor değilim açıkçası, o kadar sinirlendim artık. Yapın gari bir şeyler.
Yensek de yenilsek de kimsenin takımdan vazgeçtiği yok ama hiçbir şey yapılmadan, olanlara göz yumulmasına da tahammül edilemez. “Önce tevekkül, sonra takdir.” demişler. Bu gidişatın durması için bir şeyler yapılmazsa, niye böyle oldu diye dövünmesin kimse. Gereken önlemler bir an önce alınsa iyi olur; güzel günler görelim.
Hep galip gelsin diye sevmedik ki Antalyaspor’u. Bizimkisi bir aşk hikâyesi değil, memleket meselesi!
Her geçen gün daha coşkulu bir Antalyaspor görmek dileğiyle… Esen kalın.