Uykudan Önce Adile Teyze
Hakan Aydın yazdı.
Karşılaşma öncesi kadrolar açıklandığında, teknik heyetin cezası biten Güray’ı savunmanın soluna monte ederek kazanan takımın iskeletini bozmadan karşılaşmaya başlaması, Antalyaspor’u takip eden herkesi şaşırtmıştı. Çünkü ilk beş haftada ilk 11 adeta yapboz tahtasına dönmüş, kadro istikrarı bir türlü sağlanamamıştı.
İlk düdükle birlikte ev sahibi Kasımpaşa, topa sahip olan bir görüntü içerisindeydi. Antalyaspor, topun arkasına geçerek defans bloğu ile orta alanın arasını kısa tutarak rakibe pozisyon vermemeye çalışsa da, özellikle ilk 10 dakika Kasımpaşa, Antalyaspor’a top göstermedi. İstatistiklerde de ilk 5 dakikada Kasımpaşa %78, Antalyaspor %22 ile oynamıştı. Antalyaspor, ayağında topu tutamıyor, kazanılan bütün topları tekrar rakibe kaptırıyordu. Özellikle ilk 20 dakikada her iki kanadın çalışmaması, merkez orta alandan da topu ileriye taşıyamamak, Antalyaspor’un en uçtaki gol umudu Samudio’nun adının bir kez bile duyulmamasına neden oldu.
20. dakikadan sonra top almak için kanada geçen Samudio, Antalyaspor’un üzerinden ölü toprağını attı. Cılız da olsa Antalyaspor, rakip sahada görülmeye başladı. Yalnız bu durum kısa sürdü. 35. dakikadan sonra yine topa sahip olan, oyuna istediği gibi yön veren bir Kasımpaşa vardı. Antalyaspor ise rakibi kendi sahasında karşılayıp, rakibe geniş alan bırakmadan en azından devreye beraberlikle girmeye çalıştı. İlk yarı boyunca Antalyaspor’un etkisiz oyununda Djenepo, Townsend ve Larsson’un etkisiz oyunu, mahkum oynamamıza neden oldu.
İlk 45 dakika sonundaki istatistiklere bakacak olursak, Kasımpaşa %65 ile Antalyaspor’a top göstermemişti. Yine rakip, Antalyaspor kalesine 8 şut çekmişken, Antalyaspor’un rakip kaleye şutu yoktu. Pasta Kasımpaşa 262, Antalyaspor ise 141 pasta kalmıştı. Rakip ceza alanında Kasımpaşa 13 kez, Antalyaspor ise 1 kez topla buluşmuştu. Bu durum, her iki kanat ve merkez orta alanın topu 3. bölgeye taşıyamadığını gösteriyordu. Bir zamanlar televizyonda Adile Naşit’in “Uykudan Önce” programı vardı, o program gibi Antalyaspor da herkesi uyuttu.
Antalyaspor, ikinci yarıya Moussa Djenepo’yu kenara alıp yeni transfer Oleksandr Petrusenko’yu merkeze, Larsson’u sol kanada atıp Kaluzinski’yi biraz daha önde oynatınca, ilk yarının aksine topla daha çok oynayan, pozisyon bulamasa da rakip alana topu taşıyan bir Antalyaspor vardı. Halbuki ikinci yarıya Townsend’in yerine Van de Streek ile başlayabilir, topu üçüncü bölgeye daha rahat taşıyabilirdik. İlerleyen dakikalarda, etkisiz isimlerden biri olan Larsson’un yerine Van de Streek’i alarak sol kanata hareket getirmek istedi Alex. Yalnız, bir türlü ileriye topu taşıyamayan bir Antalyaspor olunca, Alex, son hamlesi olarak Gaich’i ileri uca alıp Samudio’yu sol kanada atarak Van de Streek’i sağ kanatta kullanmaya başladı. Rakibin bir kişi eksik kalmasından yararlanmak istese de, geçiş oyununu o kadar yavaş oynadık ki, rakibin 10 kişi kalması hissedilmedi. Aksine, Kasımpaşa galibiyeti eksik kalmasına rağmen istiyordu. Maç sonu istatistiklerinde, koca 90 dakikada sadece dört şut çeken bir Antalyaspor vardı. Kanatlardan 19 ortayla rakip ceza sahasına yüklenmemize rağmen, rakibin 32 ortası, her şeyin göstergesiydi.
Güray’a da burada bir parantez açmak istiyorum. Üç haftalık zorunlu dinlenme, Güray’a yaramamış. Antalyaspor formasıyla oynadığı en etkisiz karşılaşmalardan birini oynadı Güray.
İster katılın ister katılmayın, bir atasözü vardır: “Taşıma suyla değirmen dönmez.” Alex, bu geminin kaptanı değil. Alex ile devam edilirse, gemi karaya oturur.