Basketbol Takımı
Hakan Aydın yazdı.
Sekizinci haftanın açılış maçında, Karadeniz bölgesinin en uç şehirlerinden Rize’de karşı karşıya gelen Çaykur Rizespor ve Antalyaspor, her iki takım da bir ilkin peşindeydi. Geride kalan yedi hafta sonunda Çaykur Rizespor evinde, Antalyaspor’un da deplasmanda üç puanı yoktu. Her iki takımın oyun planı üç puanı içindi.
Başlama vuruşu ile birlikte Antalyaspor tıpkı geçen haftaki Fenerbahçe karşılaşması gibi ilk 10 dakika topa daha çok sahip olan, savunmadan oyun kurarak çıkmaya çalışan bir görünüm içindeydi. Erdal’ın sakatlığından ötürü zorunlu olarak Kaluzinski ve Petrusenko’yu defansın önüne atıp Samudio’nun arkasına da Larsson’u koyarak sonuca gitmeye çalışan bir Antalyaspor vardı. Haftalardır eleştirdiğim teknik adam Alex’in Antalyaspor’a oyun şablonunu oturtmaya başladığını görüyoruz. Özellikle ilk 15 dakika sahada ne yaptığını bilen, sahada organize olan bir takım vardı. Gerçi bunda rakip Çaykur Rizespor’un da katkısı vardı. Çünkü karşılaşmaya öyle bir vasat ve isteksiz başladılar ki, Antalyaspor’a pas yapma imkanı verdi.
Antalyaspor’da işler güzel giderken 33. dakikada Mert’in orta alanda atağa çıkarken kaptırdığı ve defansın hazırlıksız yakalandığı topta rakip ilk defa Antalyaspor kalesinde tehlike yarattı ve devamında golü buldu. Futbol böyle garip bir oyun ki iyi oynarken kalenizde golü görüyorsunuz. Golün şokunu üzerimizden atamadan yine defansın yerleşim hatasından golü kalemizde görünce hiç hak etmediğimiz bir sonuçla devreye girdik.
İlk yarı sonunda topla oynayan, oyunu istediği gibi sürükleyen Antalyaspor’du ama sonucu alan Çaykur Rizespor oldu. İleride bir türlü çoğalamıyoruz. Halbuki Townsend’i santrfor arkası oynatıp Djenepo’nun yerine Larsson’u sol kanata çekip Erdoğan gibi bir dinamoyu sağ öne atsak, ilk yarıda bu sonuçla karşılaşmazdık.
Karşılaşmanın ikinci yarısına stajyer hoca Alex, takımı iki farkla geride olmasına rağmen ilk yarıdaki oyundan memnun olmalı ki ikinci yarıya değişiklik yapmadan başladı. İlk 45 dakikanın aksine Antalyaspor adına ikinci yarıda bir panik havası vardı. Oyuncu grubu bilinçsizce rakibin üzerine gidiyordu. Yalnız sahada ne bir taktik ne bir organizasyon vardı. Bir de bunun üzerine Antalyaspor kenar yönetimi sahadaki oyuncu grubu gibi panikleyip 6 dakikada 5 oyuncu değişikliği yapınca bana Antalyaspor futbol takımı değil de bir basketbol takımı gibi hissettirdi. bu futbol, başka spor dalları ile karıştırmamak lazım. Bir anda ilk 11’den beş oyuncu değişikliği yaparsan takımın dengesi bozulur. Sahasında galip gelmeye ve üç puana çok yakın olan Rizespor, 10 kişi ile defans yapıp oyunu kilitleyince Antalyaspor kenar yönetimi rakibi açmak için gerekli hamleleri yapamadı. Hele Abdurrahim’i savunmanın soluna alıp Güray’ı orta alana atması akıl alır gibi değildi.
Günümüz futbolunda maçlar orta alanda kazanılır. 60. dakikada orta alandan Kaluzinski, Petrusenko ve Larsson2u değiştirmek, kanatları tamamen çıkarıp takımın sahadaki taktik dizilişi ile bir anda oynayarak takımın bütün kimyasını bozmak demektir. Bir Antalyaspor sevdalısı olarak 40 yılı aşkın süredir futbol izler ve futbolu severim. Ben hayatımda karşılaşma sırasında oyuncu dizilişleri ve taktiğini bu şekilde değiştiren bir teknik ekip görmedim.
Alex artık Antalyaspor’a zarar vermeye başladı. Alex teknik adamlık öğrenecek diye Antalyaspor’un geleceği riske atılamaz. İş işten geçmeden Alex ile vedalaşmak, deneyimli, ligi bilen ve tanıyan bir hoca ile anlaşmak gerekiyor. Antalyaspor’un kaderi, Alex’in ellerine bırakılamaz. Hoca ile vedalaşılmazsa, Antalyaspor maalesef lige veda eder. Çünkü geçen sene sahaya çıkan Antalyaspor 11’ine baktığımızda, bu on birden sadece üç oyuncu eksikti; Helton, Saric ve Buksa. Transfer döneminde yalnızca orta alanda Saric’in yokluğunu Petrusenko ile doldurabildik. Kalede ve forvette eksikliğimiz, Antalyaspor’un kaderi ile oynamak oldu. hele kaleci diye getirdikleri Piric çok farklı. Eskiden lunaparklarda üç penaltı atana hediye veriliyordu. Kenan Piric’i stadın hemen yanındaki lunaparkta dahi kaleye geçirmezler.
Son sözüm, Antalyaspor yönetimine gelsin:
“Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez.“