Fırsat Teptik
Fırsatları tepe tepe bu haftaya kadar geldik. Rakipler bize ikram ettikçe biz onlara geri iade ettik. Rakip takımlar “Buyrun, Süper Lige biz çıkmak istemiyoruz.” dedikçe biz “Olur mu yahu, siz buyrun, siz buyrun…” yaptık.
Çok önemli bir maçtı her iki takım için de. Alanyaspor için Play off hedefi, bizim için ise ölüm kalım maçı. Her iki takım için de hiç hoşlanmayacakları tek sonuç beraberlikti ki maç berabere bitti. Rakip takımların hepsi de sevindi tabii ki bu sonuca. İlk dört sıranın hepsi de haftayı bir puan ile kapattılar. Bu haftanın da en kârlı takımı olmadı maalesef. Aslına bakarsak bu hafta biz kazansaydık yukarı taraf inanılmaz karışacaktı.
Ben Adana Demirspor’un Süper Lige çıkacak bir oyun sergilediğini düşünmüyorum ama kör topal gidiyorlar. Biz inanılmaz ikramlar ettik bu zamana kadar. Aslına bakarsanız ne Osmanlıspor ne de Adana Demirspor müthiş bir performans sergiliyorlar. Bu iki takımın bu sıralamada olmasının tek nedeni, tek suçlusu biziz. Akıllara gelen Orduspor ve Adanaspor maçlarını kazansak zaten önlerindeydik. Osmanlıspor maçında dünyaları kaçırmasak, Adana Demirspor’u Antalya’da yensek zaten bugün lig bitmişti resmen.
Açık konuşayım ki maçı fazla izlemedim. Nedenleri belli, o konuya daha sonra gireceğiz zaten. Akıllarda kalan pozisyonlar var. Çizgiden, yanlış hatırlamıyorsam Erman’ın çıkardığı bir pozisyon var. Düşünebiliyor musunuz, kale çizgimizden ofansif orta alan oyuncumuz gol olmak üzere olan bir topu çıkardı. Hakem efendiler zaten sağ olsunlar inceden inceden “Oturun oturduğunuz yerde, iş çıkarmayın başımıza” der gibiydiler. Federasyon Başkanı çıkıp “Ben Adana Demirspor’un çıkmasını istiyorum.” dedi biliyorsunuz. Yahu bu hangi ülkede yaşanır, bunun bir izahı var mı? Bu nasıl bir profesyonellik anlayışıdır? Elbette çıkmasını istediğin bir takım vardır ama bunu sen Federasyon Başkanı olarak dile getiremezsin, getirmemen gerekir. Her takıma eşit mesafede olman ve bunu hissettirmen gerekir. Ama burası Türkiye… Dünyanın hiçbir yerinde olmayacak şeylerin yaşanacağı, yaşandığı tek ülke.
Gelelim tribünlere… Alanya’ya giderken ne güzeldi. Yollar resmen kırmızı beyaza boyanmıştı. Onlarca araba, otobüs resmen akıyordu Alanya’ya. Tam bir karnaval havası vardı yollarda.
Maçın son 20 dakikasına kadar her şey güzel giderken bir anda ortalık karıştı. Önce yan tarafta oturan, maç izleyen renktaşlarımız ile bir gerginlik oldu. Derken bu sefer gerginlik tribün gruplarına sıçradı maalesef. Stat içinde tam 20 dakika boyunca kimin kime vurduğu, hangi grubun hangi gruba saldırdığı, daha da önemlisi ne için saldırdığı belli değildi. Aslında belliydi: Alkol, alkol, alkol!
Alkol alan adam maça gelmesin beyler. Alkol alan adam zaten bir zincirlemenin içine giriyor. Önce kendisini reis sanıyor, sonra asmaya kesmeye başlıyor, film bittiğinde de zaten tribünde olanlar biliyor…
Biz Grup 1966 olarak aramıza alkol alanları almıyoruz. 10 kişi kalalım ama kafamız rahat olsun diyoruz. Alkol bağımlısı arkadaşlarımızın grup ile ilişiğini kesiyoruz. Bu bize renktaş kaybettirmiyor, aksine ne kadar yolladığımız alkollü renktaş varsa beş on misli bize geri dönüş oldu.
Dün orada olanların baş sorumlusu alkoldür ve o alkolü içen kişiler takımın bize en ihtiyaç duyduğu 20 dakikayı maalesef yediler. Şimdi eserleri ile gurur duysunlar.