Düştüğümüz Senenin Tekrarı
İki sene öncesini hatırlıyorum. Takım sahada ne yaptığını bilmez halde haftalarca galibiyet alamamış ve devamlı berabere kalarak bir alt ligin yolunu tutmuştu. Belki de Antalyaspor tarihinin en ruhsuz kadrosuydu o kadro.
Bu sene lige güzel başladık ama devamını getiremedik. Haftalardır kazanamıyoruz. Evimizde kazanabileceğimiz maçlardan bir puanı kurtardığımız için mutlu ayrıldık genellikle.
Bazılarına felaket senaryosu yazıyorum gibi gelebilir ama sene başında beri kırk puana ulaşma hesabını boşa yapmıyorum. Bu takımın bu seneki hedefi “ligde kalmak” dışında bir şey değil ve olmamalıdır da. Düştüğümüz seneki kadroyla bu kadro arasında oyun olarak fark yaratan tek isim maalesef Samuel Eto’o şu anda.
Mbilla’yı ilk on birde düşünen Yusuf Şimşek’i kutluyorum. Diarra yerine kesinlikle sahada o olmalı. Ama Mbilla’yı ileri uca koyacağım diye Eto’o’yu forvet arkasına koymanın mantığını çözebilmiş değilim. Maçın ikinci yarısında belki on dakika ön libero oynadı Eto’o, pres yaptı ve top çıkardı. İyi oynamıştır veya kötü oynamıştır problem bu değil.
Eto’o gibi bir dünya yıldızının yeri sahada kaleye en yakın yer olmalıdır. Öyle ki yenik duruma düştüğümüz andan itibaren Eto’o’nun ileri uca geçmesi ve klas golüyle bir puanı kurtarmış olmamız bunu kanıtlar niteliktedir.
Başkan ve hoca yine başbaşa verip puan hesabı yapmışlar. Dört maçta sekiz puan hedefmiş. Aman siz hedef koymayın diyorum bir zahmet. Zira koyduğunuz bütün hedefler bu ana kadar elinizde kaldı.
Son sözüm Başkana… Umarım bu isteğim ona ulaşır ve bu konuda bir adım atar. Yeni stada taşındık, her şey güzel, zevk alarak futbol izlemeye başladık seneler sonra. Ama tribünde kalabalık olduğu zaman telefonlar hiçbir şekilde çalışmıyor. Bunla ilgili herhangi bir telefon şirketiyle anlaşma yapıp stada aynı Türk Telekom Arena ve Şükrü Saraçoğlu’nda olduğu gibi baz istasyonu kurulmalıdır. Teknoloji çağında bu yaşanan durum bu şehre yakışmıyor.
Sevgiyle kalın…