Galibiyet Güzel Gelecek Soru İşareti

31 Ekim 2023 10:00

M. Okan Okuş yazdı…

Fırtınalı ve üzüntülü geçen haftalardan sonra evimize Başakşehir maçı ile dönüş yaptık. Cumhuriyetimizin 100.yılının gecesine gelen bu akşamda maç, kortej, konser derken üç toplumsal olayın aynı saate getirilmesine hafta içi serzenişte bulunmuştum. İl Emniyet Müdürlüğümüzün teşebbüslerine rağmen TFF maç tarihinde değişiklik yapmamış. Buna rağmen stada gelen taraftarımız, son yılların en güzel gecelerinden birini yaşayarak stattan ayrıldı.

Sosyal medya paylaşımımda da yazdığım gibi, bu maçın kazanılmasında 07 Gençlik’in büyük payı var. Ülkemizde tedirgin günler yaşayan iki İsrailli oyuncuya sahip çıktılar. Bu durum bütün tribünlere yayıldı. Aynı şekilde Nuri Şahin hocaya da desteklerini gösterince, o hava hem tribünlere hem sahaya pozitif olarak yansıdı.

Maçın başlama vuruşu ile sahaya iyi yayılan, sahanın tamamını domine eden bir takım vardı. İlk kez ilk 11’de sahaya çıkan Safuri, bir oyuncu nasıl oyunu olumlu etkiler, uygulamalı ders verdi. Araya girişleri ve adrese telim ortaları hem tehlike yarattı hem de maçtaki tek golün asistini getirdi. Bizim taraftarın bazı oyunculara haksız yere yüklendiğini düşünüyorum. Veysel ve Ömer bunlardan ikisi ama olgunluk dönemlerinde ikisi de inanılmaz özverili oynuyorlar. Bu maçta ikisi de kademede kusursuzdu. Fernando’nun gidişinin büyük kayıp olacağını düşünenler varken Dario Saric oynadığı oyun ile hafızalardan onu sildirmeyi başardı. Yeni transferlerden Bytyqi’nin halen kendini bulamamış olması skor sayımızın artmasına engel oluyor. Onun bindirmelerinin etkinliği arttıkça da Buksa gole çok daha yakın olacak.

Başakşehir maçı, Nuri Şahin’in oyuncuları ile bağ kurma konusunda kendini ispat ettiği maç oldu. Safuri ve Jehezkel’i ilk 11’e alıp takımın ve taraftarın kendilerine güvenini gösterdi. Bu iki oyuncuyu aynı anda oyundan alıp alkışlatarak oyuncuların da içini rahatlattı.

Anlamlı bir günün gecesinde güzel oyun ve harika bir galibiyet oldu. Gelelim saha dışı olaylara…

Nihayetinde yeni bir yönetim oluşturuldu. Birçoğu Antalya’da bile ikamet etmeyen, kiminin futbolla ilgisi şüpheli hele bazılarının geçmiş kulüplerinde yaptıkları ile geldikleri takım taraftarının bile tepkisini alanlardan oluşan bir yönetim ortaya çıktı. Bundan sonraki süreçte taraftarın kafasında bir sürü soru işareti ve endişeleri altında yeni bir yönetim göreve başladı.

57. yaşında 2. Lig kupaları ve 23 sene önce gidilmiş bir Avrupa macerası dışında dişe dokunur bir başarımız yok. 2000’li yıllardan itibaren endüstriyel futbol kendi ekonomisini de değiştirdi. Paranın artık daha fazla döndüğü, hesapsız giden şehir takımlarının amatöre kadar yol aldığı bir dönemdeyiz. Daha önce de değindiğim gibi, Bu ülkede 81 vilayet varsa İstanbul ve İzmir’i ekonomisi ve hayat standardı olarak bir yana koyarsak  bu şehir, tarım ve turizmi ile ülkenin lokomotifi. Bizim 5. bitirdiğimiz sezonda başarısız olduk dememiz gerekirken koca kulüp her seneyi kaos, bilinmezlik, ligde kalmanın başarı diye empoze edilmesi ile geçiriyor. Bu takım, kimsenin şahsi malı değil. Kıvırmadan, dolanmadan bu konuyu kapatıyorum. Bu şehir ve takım, elinde Ali Şafak Öztürk ve Sabri Gülel gibi hem maddi açıdan güçlü hem vizyon sahibi iki insanı dışarıda bırakma lüksüne sahip değil.

Cumhuriyetimizin 100.yılında son Başkomutan, büyük devlet adamı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve tüm silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.