İlk Yarı Değerlendirmesi

6 Ocak 2016 10:21

Hop otura hop kalka ilk devrenin sonuna elimiz yüreğimizde geldik …

Hop otura hop kalka ilk devrenin sonuna elimiz yüreğimizde geldik.

Aslında en baştan başlamak gerekiyor. Eto’o transferi ile Süper Lige bomba gibi düştük. Süper Lige yeni çıkan bir Anadolu takımı olarak Antalyaspor’un Eto’o’yu transfer etmenin imkânsız olduğunu söyleyenler, Eto’o’nun Antalyspor’a gelmeyeceğinden bahsedenler, Gültekin Gencer ve ekibinin görüşmeye gitmelerinden sonra çekilen fotoğraf için “fotoğrafı Eto’o çekmiş” diyenler, Eto’o’nun Antalyaspor’a gelmesi ile “Eto’o bitmiş” espirisi yapanlar, Eto’o’nun Antalyaspor’a gelmesiyle büyük bir bozguna uğradılar. Eto’o Antalyaspor’a geldiği için (özellikle transfer etmek isteyip de transfer edemeyen diğer takımların taraftarlarından) tüm takım taraftarlarından büyük bir espiri döndürüldü. Eto’o’nun tatil yapmaya geldiğini, emekli olacağını ve bitmiş olacağından bahsedildi hep. Kontrolden geçerken Eto’o’nun göbeği ortaya çıkınca herkese malzeme çıkmış oldu. Onlar dalgalarını geçe dursunlar artık Antalyasporlu olan Eto’o, lig başladığında onlara gereken cevabı attığı 13 gol ve yaptığı bir asist ile vermiş oldu. Sadece attığı gollerle de değil Antalyaspor’u Antalyalılardan bile daha fazla sahiplenerek bizleri bile şaşırttı. Takımın ağabeyi, babası oldu. Takımın teknik direktörü bile oldu. Antalyaspor için gerçekten savaşan ve takımı sırtlayan Eto’o olmasa bu sene takım ne kadar verimli olabilirdi bilemiyoruz. Ama “Antalyasporlu Eto’o” İstanbul sempatizanlarına öyle bir kapak yaptı ki bu kapağın sesi tee İstanbullardan duyuldu.

Her şey güzel değildi tabii ki. Eto’o ne kadar sahiplendiyse bir o kadar da boşvermişlik vardı aslında takımda. Bir de takımın oturmamış sistemi… Takımın sürekli arkasında olmak boynumuzun borcu. Ben babamdan böyle gördüm. Sevdasına ihanet etmeden koşturmuş yıllarca arkasından. Yıllarca peşinden koşacağız bu sevdanın. Babadan, dededen, haladan, teyzeden, ağabeylerden kısacası bu sevdaya gönül vermiş insanlardan nasıl gördüysek biz de sevdamızı kovalamaya devam edeceğiz.

Antalya Arena açıldı ve yıllardır süren evimizde oynadığımız deplasmanlara son verdik. Takımı şehirden koparmak isteyenlere inat sonunda yeni evimize kavuştuk. Stat açılış tarihi ne kadar doğruydu ne kadar yanlıştı bu konuda daha önce yazmıştım. Tekrar yazıp sizleri sıkmayacağım. Ama sonunda kavuştuk ya evimize o yeterli oldu. Çim sorunu da stadı yapan firmanın hatasıydı efendim, kulübün değil diyerek hatırlatmak isterim.

Değinmek istediğim bir nokta daha var aslında. Store…

Yıllardır Antalyaspor’un kanayan yarası Store. Daha fazla aktif olmasını düşünenlerdenim ben de. Tasarımların daha fazla olması gerekliliği de var tabii. İlçelere de kurulması taraftarıyım. İsmini vermek istemediğim bir AVM’de Fenerium varken neden Antalyaspor Store kurulmuyor? Yahut standlar açmıyor alışveriş merkezlerine… İnsanlara forma ve atkı almak için çağrılar yapılırken neden kampanyalar düzenlenmiyor? Aile boyu forma almak isteyen bir babaya inanılmaz bir mebla çıkıyor. Aileler için bir kampanya düzenlense forma satışları patlar, maçlarda formalıların sayıları artar ve tüm tribünler kırmızı beyaz olarak görünür. Güzel olmaz mı? İlçelere 6-7 ayda 10-15 günlük bir gezici store aracı yollansa daha fazla satış olmaz mı? Kulübümüze destekler artmaz mı? Ufak detaylarla insanların kalbinde bir yer edilse fena mı olur? Store yetkilileri umarım bu yazıyı görür ve bir taraftarın çağrısına kayıtsız kalmaz…

Son olarak… Heyecanla transfer bombalarını bekliyoruz. Yapılacak transferlerle ikinci devre çok heyacanlı geçecek…

Kırmızı beyaz aşkla kalınız.