Futbol İçin İftar Vakti

Hakan Aydın yazdı…

Futbol İçin İftar Vakti
24 Temmuz 2019 09:29

Ramazan ayında iftar saatini bekleyen oruçlu gibi eminim hepimiz sabırsızlanıyor, 15 Ağustos’u iple çekiyoruzdur. 

Bu sene sezon başında ben ve tüm renktaşlarımın kafası eminim daha rahattır. Geçen sezon başında yaşanan yönetimsel belirsizlik, kadro oluşturamama gibi soru işaretleri kafamızda kalmadı. Taraftarlar ve futbolcular tarafından sevilip el üstünde tutulan Ali Şafak Öztürk’ün yönetimi devralması ile herkesin kafasındaki soru işaretleri dağılıp gitti ve umutlar yeniden yeşerdi. 

Geçen sezonu zor da olsa geride bıraktık, yönetim ve bu karakterli oyuncu grubu sayesinde yukarılara tutunduk ve orada kalmayı başardık.

Bu başarıda emeği geçenlerin başında Zeki Yıldırım geliyordu. Pavel Nedved’in bir sözü vardı “Eğer bir takım küme düşerse futbolcular gider, adamlar kalır” diye. Bu güzel sözün ‘cuk’ diye oturduğu kişi Zeki Yıldırım’dır. Zeki, geçen sezon başında takım Hollanda kampında otelde rehin kalacakken Antalyaspor’un itibarını kurtarmıştır. Tribünlerin “Antalya’nın çocuğu Zeki Yıldırım” tezahüratına layık bir kişidir. Sözleşmesi devam eden sembol bir futbolcunu istemeyip kapı önüne koymaya çalışacaksın, kampa götürmeyeceksin, ondan yedek olarak bile yararlanmayacaksın ama boşuna maaşını ödeyecek, çanına ot tıkamaya çalışacaksın. Bu durum, takım içindeki birlik ve beraberliği bozar. Bunu gören futbolcular sorumluluk almak istemez ve takımın ahengi bozulur.Gelin, yol yakınken dönün. Zeki affedilmeyecek kadar büyük bir hata yapmamıştır. Sanki adam mı öldürmüştür? Özür dilenir, el sıkışılır, yoluna bakar herkes. Kan davalılarının bile barıştığı günümüzde bir büyüklük göstermek lazım.

Bu sezon başında Süper Lig’deki bütün takımlar iyi transferler yaptı. Sezon zor ve çetin geçeceğe benzer. Allah korusun, korkulu rüya görmek istemiyorsak nokta atışı birkaç transfere daha ihtiyaç var. “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş” diye bir atasözü vardır, Ali Şafak Öztürk ikinci döneminde bu söze uygun davranıyor. Ayrıca bir de artık en tepede Baba Fikret Öztürk var.

Bazı çevrelerde “Antalyaspor aile şirketi oldu” şeklinde eleştiriler olsa da sıfırdan gelip, kılı kırk yararak bugün Türkiye’nin sayılı holdingleri arasında olan Öztürk Ailesinden Fikret Öztürk’ün derneğin başına geçmesi ile kontrolü ellerine alıp Antalyaspor’u düzlüğe çıkaracaklardır. Futbol dünyasında sıkça kullanılan bir tabir vardır. Fikret Öztürk de tabir-i caizse pastanın çileğidir. 

Üzüntüsü az, sevinci bol olan bir sezon geçirmek dileği ile… Haydi başlasın artık sevdamız ile olan valsimiz!