Fetih 2015

6 Ocak 2015 09:45

Türk futbolunda maç kazanmak için mental gücün ne kadar önemli olduğunu geçtiğimiz hafta Adana maçından sonra yazmıştım. Bu hafta, Türk futbolunda mental açıdan bir önceki hafta ne kadar iyi hazırlanırsan, bir maçı ne kadar istersen o kadar geri dönüşü olacağını gördük. Tabii bunda futbolcuların kaliteli olmasının da büyük payı var. Kalite, mental güç, taktik ve disiplin. Türk futboluna bu üç kavram yön veriyor.

Ligde şampiyonluk yolundaki en büyük rakibi, en zorlu rakibi eski Ankaraspor yeni, Osmanlıspor karşısına bu üç kavramı da yeşil sahaya yansıtan, inanılmaz istekli, arzulu, o soğuk havada durmadan koşan, isteyen, futbolun doğrularını sahaya yansıtan bir Antalyaspor vardı.

Hami Hocanın kadro tercihine değinmek istemiyorum, değinsek işin içinden çıkamayız. Çok hatalar var, çok yanlışlar var ama bu kadro bu ligin o kadar üzerinde ki gerçekten istek, arzu, disiplin olduğu taktirde her takım karşısında üstünlük kurabilecek, herkesi yenebilecek güçte bir kadro kurulmuş. Bu takım Süper Lige çıkarsa yüzde 50 pay Engin Hocanındır. Onun da hakkını vermek, onu unutmamak lazım. Ligden düşen bir kadro anca bu kadar güzel korunabilirdi.

Geçen hafta söylediğim gibi önce Hoca mental olarak kendisini hazırlayacak. Kenarda kendini parçalayışısı, pozisyonları izlerkenki hâl ve hareketleri Hami Hocanın futbolculuk dönemindeki hırsı, kazanma istediği takıma bire bir aşılanmış ve 2-0 mağlup duruma düşen bir takım ki direkten dönen top gol olsa üç de olabilirdi. Hiç korkmadan, demoralize olmadan, isteye isteye, işleye işleye 2-0’dan 2-2’yi yakaladı. Hatta bazı anlarda Osmanlıspor o kadar aciz duruma düştü ki Antalyaspor’umuzun istediği, arzusu karşı takımın futbolcularını şaşkına çevirdi. Bununla beraber, abartısız bir düzüne de yüzde yüzlük gol pozisyonundan yararlanamadı. İnanılmaz… Şansızlık mı desek, beceriksizlik mi desek, olmayınca olmadı ve maç 2-2’lik sonuçla bitti. Deplasmandan alınan bir puan gözükse de Osmanlı topraklarına giren Antalyaspor’umuz toprak fethetmedi belki ama en azından altın değerindeki bir puanı hanesine yazdırdı. Maçta oynan oyun bu ligin kralının kimin olduğunu biraz daha net göstermiş oldu. Antalyaspor’umuz gerçekten inanılmaz bir futbolla sahadan sildi Osmanlıspor’u. Buradan görünüyor ki önce Hami Hoca isteyecek. Geçen hafta Adana maçındaki gibi izlemeyecek, saha kenarında maçı etkileyecek, etkilenecek. O zaman her şey güzel olacak Antalyaspor için.

Osmanlıspor maçı taraftarın görmek istediği gibi “böyle oynayın canımızı verelim” tezeuratının aynası oldu. Böyle oynadıkları taktirde Antalyaspor’umuzun önünde kimse duramaz. Osmanlıspor maçındaki oyunun yarısı bile oynansa bu takım, sezon başında söylediğim gibi çok rahat bir üst lig olan Süper Lige çıkar. Yalnız burada eleştirmek gereken bir olay da var, futbolcular maç seçiyor deniyor. Eğer böyle bir şey varsa olan Antalyaspor’a olur ki bu ligde her maç üç puan, her maç önemli. Bunu futbolcuların, Hami Hocanın benimsemesi gerek.

Yılmaz Vural’ın Osmanlıspor başına geçmesi biraz Antalyaspor için şans çünkü Osman Özköylü’nün talihsiz Kayseri olayından sonra görevine son verilmesi Antalyaspor’umuzun ekmeğine yağ sürdü şampiyonluk yolunda.

Umarım 2015 yılına müthiş bir futbolla giren Antalyaspor bu seneyi böyle geçirir ve mayıs ayında şampiyonluk kutlar. Ağustos ayında da yeni stadyumumuzda sezonu Süper Lig’de açarız.

Kalbinde biraz olsun Antalyaspor sevgisi olanlara…