Altınordu

Altınordu
7 Kasım 2014 02:39

Bu haftaki rakip Altınordu. Hem PTT 1.Lig’de hem de U21liginde önemli rakiplerimizden biri. PTT 1.Lig’deki konumlarına baktığımızda zorlu bir rakip gibi görünmeseler de kesinlikle hafife alınmaması gereken ve yeterli ciddiyetin gösterilmesi gereken bir ekip. Fikstürümüzde kazasız atlatılması gereken önemli engellerden biri…

U21 ligindeki puan durumuna bakınca da en önemli rakibimiz. Puan durumuna bakmaksızın da lig boyu tek başına en önemli rakibimiz olduğu da aşikar. Altınordu U21 takımı 20 puanla birinci, Antalyaspor U21 takımımız 18 puanla ikinci. Kazanırsak lideriz, kaybedersek ise bu haftaki 2-1’lik Bucaspor mağlubiyeti üzerine kötü bir kaza daha olur. Ancak bu kötü ihtimali düşünmeyerek bu deplasmandan galibiyetle ve ağabeyleri gibi liderlikle dönmelerini temenni ediyoruz.

Altınordu kadrosunda tek bir yabancı oyuncu yok. Tamamen kendi yetiştirdiği ve yetenekli görüp kadrosuna kattığı gençlere yer veren bir ekip. Yüksek oranda 90 doğumlulardan oluşan A takım kadrosundaki en genç oyuncu olan 1998 doğumlu Yusuf Yalçın Arslan’ın Manavgat doğumlu olması ilginç bir tesadüf olsa gerek. Bu yetenekli genç futbolcunun U17 milli takımında yer alması ve bizim bu gençleri başka takımlara kaptırıp sahip çıkmamamız da alt yapımızın derinliğini bir kez daha göstermekte(!)

Altyapısına verdiği önemle ve bu önemi kulüp zihniyetinin tepesine yerleştiren bir ekip olarak Türkiye’de yapısı ve idealleri itibariyle örnek aldığım tek takım Altınordu gibi olmaktır. Çünkü bağımsız bir Antalyaspor istiyorsak bunun en önemli yolu kendi gençlerimizden bir takım yaratmak ve bunu ana felsefemiz yapmaktır. Altınordu başta İzmir olmak üzere ülkedeki genç yeteneklere kapılarını açmakta. Onlara her türlü desteği vermekte ve her oyuncusunu A takım kadrosuna hazırlamak için uğraşmakta. En küçük altyapı grubundan A takımına kadar bütün takımların da aynı futbol taktiğini sahada uygulatmakta. Bu sayede genç yeteneklerinin A takıma daha kolay adapte olmalarını ve daha fazla katkı vermesini sağmakta.  Yani Türkiye’deki bütün takımlarda olduğu gibi (biz de dahil) laf olsun diye alt yapı takımları oluşturmamakta. Altyapıya verdiği önemle kısa zaman önce aralarında FC Liverpool, Manchester City, Arsenal, FC Chelsea, Real Madrid, Rapid Wien, Benfica, F.C Bayern Münih, Werder Bremen, FC Zurih ve Hoffenheim gibi 29 kulübün yer aldığı futbol ile ilgili sosyal projeler üreten Avrupa’nın en önde gelen girişimlerinden biri olan Football is More (FIM) üyeliğine Türkiye’den davet edilen ilk kulüp oldu. Bu da Altınordu’nun altyapıya verdiği önemi gösteren en güncel ve net örneklerden biri olsa gerek.

Altınordu altyapıya verdiği önemin meyvelerini her geçen sene aldı ve adım adım ilerleyerek kısa zamanda PTT 1. Lig’e çok sağlam adımlarla geldi. Eminim ki ilerleyen senelerde bu meyveleri fazlasıyla toplayacaktır. Keşke Antalyaspor’umuz da bu zihniyette bir kulüp yönetiminde olsa ve kendi değerlerimizle kendi yeteneklerimizle bir yerlere gelebilsek, bu güzel onuru yaşayabilsek. Bir Antalyasporlu olarak böyle bir altyapıya sahip olmayı ve kulüp felsefesinin en tepesine bunu koyabilmeyi gerçekten çok isterim. Bir gün bu hayalin gerçekleştiğini görürsem, benim için hayallerimdeki tam bağımsız Antalyaspor yolunda çok önemli bir adım gerçekleşecek demektir.

Doğancan Ataş