Aynı Tarife

19 Nisan 2016 09:28

Bu sezon alabildiğimiz kadar puan almamız gerekli. Artık bir hedefimiz yok demek büyük kötülük olacak. Zira alınan her galibiyet ve beraberlik ciddi paralar getiriyor …

Sanki Fenerbahçe maçının kopyasını yaşadık. Harika bir oyun oynadık ve dört gollü bir tarife daha uyguladık. Gönül isterdi ki çok daha fazlası olsun ama olmadı. Özellikle Donk’un atılmasından sonra çok fazla pozisyona girdik. Galatasaray savunmasının başını döndürdük resmen. Nasıl dönmesin ki, bizim bile tribünde başımız döndü. Tam bir Avrupa takımı görüntüsü vardı Antalyaspor adına sahada.

Şimdi burada önemli olan hatalarımızı görmek. Mesela 2 gol yedik, bunları iyi analiz etmek gerekli. Bunlardan ders çıkarıp, eksik yanlarımızı iyi analiz etmemiz ve bu sorunları minimuma indirmemiz gelecek sezon için hedef koymaya yetecektir.

Bu sezon alabildiğimiz kadar puan almamız gerekli. Artık bir hedefimiz yok demek büyük kötülük olacak. Zira alınan her galibiyet ve beraberlik ciddi paralar getiriyor takımımıza. Tabii ki kaybedilen her maç da uçup giden paralar demek. Bu yüzden ligin son maçının son düdüğü çalana kadar bırakmak yok.

Oyuncu değişiklikleri bir Morais klasiği olarak tam yerindeydi. Zaten kulübeden gelen iki oyuncu; Rıdvan ve Emrah, iki gol atarak skora katkı koydular. Özellikle Rıdvan’ın golü akıl doluydu. Uyuyan Galatasaray defansı uyandığında artık çok geçti. Emrah’ın golünde en büyük alkış ise Eto’o’ya gelmeli. Zaten evlere şenlik olan Galatasaray defansını resmen darmadağın ettik. Yani gerçekten acımadık.

Benim esas dikkatimi çeken olay şu oldu. Galatasaray şu maç öncesi şampiyonluğa oynasaydı İstanbul’dan taraftar organizasyonu olurdu, her şeyi geçtim o deplasman tribünü ağzına kadar dolu olurdu. Ama bu maçta nedense yarısı bile dolu değildi. Bu bize şunu gösteriyor ki başarıya endeksli bir taraftar profili var karşımızda. Ama bizim hiç bir iddiamız yokken bile, hatta bir alt ligde oynarken bile her deplasmana takımımızın peşinden, şehrimizi temsil etmek için, oyuncularımız kendilerini yalnız hissetmesinler diye gittik ve gidiyoruz. Bu kalpler atmaya devam ettikçe de gitmeye devam edeceğiz. Zira bizim Antalyaspor sevgimiz sevgi değil, bir yaşam biçimi.