Birbirlerini Üzmediler

1 Mart 2021 08:58

Ahmet Çolak yazdı…

On haftadır kaybetmeyen Antalyaspor ile son sekiz maçta galibiyeti olmayan Başakşehir müsabakasının sonucu merakla bekleniyordu. Hafta içinde yaptığı genel kurul ile yeni başkanını seçen Antalyaspor, son haftaların formsuz rakibine oranla galibiyete yakın görünüyordu. Ayrıca futbolcuların yeni başkana ve yönetim kurulu üyelerine bir galibiyet ile merhaba diyeceklerini düşünenlerin sayısı da oldukça fazlaydı. Antalyaspor’da bunlar yaşanırken rakip Başakşehir takımı Salı günü Antalya’ya gelmiş ve bu maçı çıkış maçı olarak görüyordu. Ne yazık ki müsabaka başladıktan sonra bu yazdıklarımızın bir hükmünün olmadığını anlamış olduk.

Alt sıralardan kurtulmak adına 3 puana daha çok ihtiyacı olan rakip Başakşehir, klasik Aykut Kocaman oyun planından ödün vermeden maçı tamamladı. Savunma dörtlüsünü atağa çıkarken bile hiç bozmadı. Ayrıca önlerindeki emniyet supapları Mehmet Topal ve Mahmut Tekdemir bile hücumu çok az düşündü.

Antalyaspor takımının oyun planını bütün futbol kamuoyu artık ezberledi. Kırmızı-beyazlılar, on birinci maçını da bu şekilde kaybetmedi. Rakipleri de bu oyun sistemine göre karşı planları ve bunu çözecek hamleleri yapamıyorlar. Yalnız burada Başakşehir takımı kazanmak adına hiçbir şey yapmadı veya Antalyaspor yaptırmadı. Ersun Hoca, defans kurgusunu mükemmel şekilde oturttu. Artık takımının gol yeme ya da mağlup olma durumu çok zorlaştı. Kolaylıkla maç kaybetmez ve de gol yemezler. Kazanmak adına yapacağı hamleler her zaman yazdığımız gibi kısıtlıydı. Bu takımın maç kazanması ancak duran toplar veya penaltı gibi ceza atışları ile olabilir. Bunun dışında organize olması ve çok adamla rakip sahaya giderek gol bulma şansı yok denecek kadar az ve mümkün görünmüyor.

Futbolcular oyun planını o kadar ezberlemişler ki hiç ödün vermeden devam ediyorlar. Şöyle bir örnek vererek devam edelim. Sağ kanat savunucusu Bünyamin, aldığı her topta ve özellikle orta saha çizgisinde rakip alana geçecek boş alanlar bile bulduğunda topa basıp hemen geriye stoper tandemine veya kaleciye geri pas düşünüyor. Hücum etmek veya ara toplar ile arkadaşlarına pozisyon hazırlamak aklının ucundan bile geçmiyor. Haftalardır oyuna ve skora katkısı olmayan Amilton yine yokları oynadı. Bir de ona Fredy ve Doğukan eşlik edince maalesef oyun anlamında hiç üretkenlik gösteremedik. Son haftaların en kısır ve üçüncü bölgeyi en az düşündüğümüz maçını oynadık.

Takımımız bu lig için gerçekten çok yumuşak bir takım. Oyun içerisinde kurallar gereği tanınan sertliği bile yapamıyor. Belki bunun sebebi çok kırmızı kart görmeleri olabilir fakat her ne kadar da öyle olsa sertliği biraz daha fazla arttırmalılar. Bir de pas şiddetleri o kadar yetersiz ki, çok kritik yerlerde verilen paslarda net pozisyon bulabileceğimiz ataklar bu yüzden başlamadan bitmiş oldu.

Puan sıralamasında aşağıdaki rakiplerden galibiyet almanın takımımız için olmazsa olmaz olduğu haftaları geride bıraktık. Biz bu maçlardan 3 puan alamazsak, ligin boyu kısaldıkça hem şampiyonluk için üst tarafa oynayan hem de düşmeme adına alt sıralara oynayan ekiplere karşı nasıl kazanacağımız çok büyük soru işaretleri oluşturuyor. Ersun Hoca’nın alt sıralar ile puan farkını korumak adına “Kazanamıyorsan kaybetme” mantığı doğru olabilir.

Burada 11 maç kaybetmemek ne kadar güzelse bir o kadar da maç ve puan geliri elde etmek çok önemli çünkü ekonomik olarak sıkıntılı süreçte kasaya giren her kuruş, altın değerindedir.