Hadi Baştan Yavaştan

Leonardo’nun tribünde başkanımızla birlikte maçı takip etmesi, hepimizin kafasındaki soru işaretlerini büyük ölçüde sildi …

Hadi Baştan Yavaştan
27 Eylül 2017 07:59

Bu hafta, geçen haftaki yazımın da başlığı olan “Ölü Toprağı“nı yavaş yavaş üstünden atmaya başlamış bir takım gördük sahada. Nasri’nin taraftarımız önünde ilk kez maça çıkması, oynadığı güzel futbol ve attığı şaheser gol, geceye damga vuran başlıca olaylardandı. Nasri’nin golüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bu kadar bilinçli ve usta işi bir gol vuruşunu daha önce bu ligde gördüm mü hatırlamıyorum. Bileğine, becerisine ve oradaki mesafeye bu denli hakim olduğunu çıplak gözle görmek, neden dünya yıldızı olduğunu bir kez daha açıklamış oldu bence hepimize. Eski teknik direktörümüzün hazır olmadığını söyleyerek sadece 45 dakika süre verdiği William Vainqueur’un ilk doksan dakikasında maçın gizli kahramanı olması, Maicon’un artık bu takımın parlatacağı yıldız olduğunu göstererek canını dişine takarak ortaya koyduğu oyun, Djourou’nun yıllardır bizleymiş gibi güven veren duruşu ve tabii ki sakatlığı yılan hikayesine dönen Menez’in ilk kez bir resmi maçta kırmızı beyazlı formayı giymesi hepimiz için umut vaadeden görüntülerdi. Bu takımdaki oyuncuların kenara itilmeyle, “sen bi hazır ol da öyle gel” demeyle değil; kendilerine güvenerek ve korkusuzca sahaya sürülerek kendini göstereceklerini de bu vesileyle görmüş olduk.

Takımın geri kalanında yeni transferlerimizin sahip olduğu güveni tekrar kazanmaya başladığı izlenimi oluştu bende bu hafta. Özellikle başta geçtiğimiz hafta olmak üzere birçok kez hatalarıyla gündeme gelmiş kalecimiz Ferhat’ın özgüvenli ve kendinden emin hareketleri, gerektiği anda kalesinden hızla çıkıp rakip ataklarına doğru müdahalelerde bulunuşu şahsen beni mest etti. Bir seneden uzun süredir takımımızın bir parçası olan Ferhat Kaplan’dan ilk kez bu kadar memnun kaldım. El Kabir’in kısa sürede geri kazandığı hırsı, Charles’in belki de son yirmi maçtır ilk kez bu kadar kendini göstererek yaydığı ışıltısı da maça dair aklımda kalanlardı. Savunma oyuncularımız o kadar öne çıkmadı çünkü bu kadronun yapısına uygun bir şekilde topu maçın büyük bölümünde rakip sahada tutarak oynadık. Hücum oynaması gereken bir oyuncu grubunu ilk kez salt hücum niyetiyle sahada görmek beni çok mutlu etti. Geçici olarak takımın başında olan David Badia hocamızı da yılların hocası olanlara taş çıkaran cesaretinden ötürü tebrik etmek isterim. İlk golü attığımız maçın dördüncü dakikasından sonra savunma yapmaya çalışan bir takım seyretmediğimiz için de çok teşekkür ederim. İşte Antalyaspor’un oyun mentalitesi bu olmalıdır ve izleyenler de bu oyundan büyük keyif almıştır diye düşünüyorum.

Bütün bu iyi görüntünün yanında bir de yeni hocamız olması büyük olasılıkla kesinleşmiş olan Leonardo’nun tribünde başkanımızla birlikte maçı takip etmesi, mutlu ve sıcak bir görüntü çizerek burada bulunması hepimizin kafasındaki soru işaretlerini büyük ölçüde sildi. Hem futbolculuk hem teknik direktörlük hem de sportif direktörlük kariyerinin kadromuza uyumu ve bize vereceği güven ortada. Üstelik hücum futbolunu prensip olarak belirlemiş olması yukarıda bahsettiğim durumlarla birleşince bizim için sağlam temellere bağlanmış tertemiz bir başlangıç olacağına inanıyorum. Lig Antalyaspor için şimdi başlıyor.

Söylemeden, üzerinde durmadan, eleştirmeden geçemeyeceğim bir durum var ama maalesef. Özellikle bu hafta maçın haftaiçine denk gelmiş olması ile taraftarlarımızın büyük çoğunluğu maça işten çıkıp yetişmeye çalıştılar. Fakat üç farklı noktada olan ve büyük kısmı göstermelik olan güvenlik kontrolleri, açılan kapı ve güvenlik güçlerinin sayısının azlığı sebebiyle büyük yığılmalara sebep oldu. Arada kalan çocuklar, itiş kakış arasında kalan insanlar, güvenlik görevlilerinin minnetsiz ve art niyetli tavırları, münferit veyahut ailesiyle keyifli bir şekilde maç izlemeye gelen taraftarı stada girene kadar sinir hastası yapmaya yetiyor da artıyor. Bir de üstüne üstlük yeni başlamış olan ayakkabı çıkarttırmalı kontrolün taraftara edilen muamelenin nasıl bir temele dayandırıldığını merak ettirmiyor değil. Biz takımımızı desteklemek için işimizden, çocuğumuzdan, eşimizden, ailemizden, dostlarımızdan ya da dinlenme vakitlerimizden ayırabildiğimiz zamanlarla stada akın ederken, karşılaştığımız bu muamelenin yetkililer tarafından ivedilikle sorgulanmasını temenni ediyorum. Bu uygulamaların çoğunlukla yanlış ve çağ dışı yaptırımlar olduğunun yakın zamanda fark edilip düzeltileceğini umuyorum.

Takımımız lige şimdi yeniden başlıyor ve biz her zaman bu takımın yanında olmayı arzulayan taraftarlarız. Her şeyin istediğimiz gibi olmasını dileğiyle, herkese iyi haftalar.

#BizAntalyasporuz