4 Puan = Süper Lig

Bu maçtan camianın geneli olarak pek fazla bir umudum yoktu ama ne yalan söyleyeyim “acaba 1 puan çıkarır mıyız” diye içten içe kendime sormuyor değildim.

Maç başladı, ortada fol yok yumurta yokken 2 gol yedik. Ardından golü bulduk ve o dakikalarda sahada kaliteli bir hücum orta saha oyuncusunun yokluğunu hissettik. O dakikalarda bulacağımız bir gol daha maçın seyrini değiştirirdi.

İkinci yarı 60. dakikada gelen gol sonrası futbolcular maçı kafalarında bitirdiler. Fenerbahçe deplasmanından puan alabileceklerine inanmadılar. Ardından defans-orta saha arasındaki hatalar devam etti ve ağır bir mağlubiyet aldık.

Eleştirdiğim nokta takımın kaybetmesine değil, zaten elimize kağıt kalemi alıp puan hesabı yaptığımızda bu maçın üstüne çizik atmıştık. Ama defanstaki amatör hatalar ve küme düşmüş takım psikolojisinde oynanan son yarım saat yakışmadı. Hamza Hocanın da takımından memnun olmadığını düşünüyorum.

Şimdi önümüzde sezonun belki de en önemli maçı var. Trabzonspor karşısında sahaya çıkıp 3 puanı alıp işi bitirmek futbolcuların ellerinde. Kazanırlarsa işi %95 bitirirler. Beraberlik halinde Gençlerbirliği deplasmanında kaybetmeme zorunluluğu doğar ve bu bile yetmeyebilir. Mağlubiyeti ise düşünmek bile istemiyorum.

Cumartesi 16.00’da güneşin bağrında maç mı olur peki? Konyaspor ve Bursaspor maçında güneşten kavrulan on binler isyan ederken, yönetimin kulaklarını tıkayıp bu işe sessiz kalması ilginç. Yönetimin görevi sadece futbol takımıyla değil; taraftarıyla da ilgilenmektir. Taraftarın olmadığı bir yönetimin orada bulunma amacı kalır mı?

Her zaman altını çizerek dediğim gibi; Antalyaspor’u Antalyasporlular yönetmelidir. Bu iş gönül işidir. Ricayla,minnetle olunca olmuyor işte… Belki mucize olur da son 4 günde maçın saatiyle ilgili bir değişiklik yapılır ve gelecek haftaki yazımda yönetimi tebrik eder, onlardan özür dilerim.

Son 4 hafta hedef 4 puan… Allah yardımcımız olsun.